Translation of "Mezzi" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Mezzi" in a sentence and their turkish translations:

- Ho provato tutti i mezzi possibili.
- Provai tutti i mezzi possibili.

Olası tüm araçları denedim.

Fiducia nei mezzi di comunicazione.

ve haber kaynaklarımıza.

Il fine giustifica i mezzi?

Hedefe giden her yol mubah mıdır?

Tutti loro hanno mezzi indipendenti.

Onların hepsinin bağımsız araçları vardır.

Il fine giustifica i mezzi.

- İyi niyetle söylenen yalan mübahtır.
- Hedefe giden her yol mübahtır.

Tom vive oltre i suoi mezzi.

Tom kazandığından çok para harcıyor.

Come i mezzi d'informazione ci hanno incolpati

aynı zamanda medyanın bizi nasıl suçladığını izledik

Forse nuove medicine, nuovi mezzi di trasporto,

belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları

Lo farò con tutti i mezzi possibili.

Şüphesiz onu ben yapacağım.

Per dirla senza mezzi termini, lui sta sbagliando.

Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.

Tom e Mary vivono al di sopra dei propri mezzi.

Tom ve Mary gelirlerinin üstünde yaşıyor.

Non ci sono mezzi di trasporto pubblici da queste parti.

Buralarda hiç toplu taşıma yoktur.

Questa è una possibilità di vedere i loro mezzi di sostentamento.

Bunlar kendi geçimlerini sağlamaları için bir imkân.

Ogni individuo che lavora ha diritto ad una remunerazione equa e soddisfacente che assicuri a lui stesso e alla sua famiglia una esistenza conforme alla dignità umana ed integrata, se necessario, da altri mezzi di protezione sociale.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

Ogni individuo ha diritto ad un tenore di vita sufficiente a garantire la salute e il benessere proprio e della sua famiglia, con particolare riguardo all’alimentazione, al vestiario, all’abitazione, e alle cure mediche e ai servizi sociali necessari; e ha diritto alla sicurezza in caso di disoccupazione, malattia, invalidità, vedovanza, vecchiaia o in altro caso di perdita di mezzi di sussistenza per circostanze indipendenti dalla sua volontà.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.