Translation of "Oltre" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Oltre" in a sentence and their turkish translations:

- Possiamo passare oltre?
- Riusciamo a passare oltre?

Devam edebilir miyiz?

- Non andare oltre cinque rubli.
- Non andate oltre cinque rubli.
- Non vada oltre cinque rubli.

Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.

È oltre novemila!

O dokuz binin üzerinde!

- Tom pesa oltre 90 chilogrammi.
- Tom pesa oltre 90 kilogrammi.

Tom, 90 kilodan fazla çeker.

- L'autobus è andato oltre la scogliera.
- L'autobus andò oltre la scogliera.

Otobüs uçuruma yuvarlandı.

- Sto camminando da oltre quattro ore.
- Io sto camminando da oltre quattro ore.
- Sto passeggiando da oltre quattro ore.
- Io sto passeggiando da oltre quattro ore.

Dört saatten daha fazla bir süredir yürüyorum.

Ma lui andò oltre.

Sonrasında bir adım ileri götürdü;

Dopo oltre 20 anni,

Yirmi yıldan uzun bir süre sonra,

Oltre 40.000 fenicotteri rossi.

40.000'in üzerinde Karayip flamingosu.

Come possiamo passare oltre?

bunların ötesine nasıl geçebiliriz?

- Il cavallo ha saltato oltre lo steccato.
- Il cavallo saltò oltre lo steccato.

At çitin üzerinden atladı.

Ci sono oltre 40.000 supermercati

40 binden fazla süpermarket var

Che vada oltre i profitti.

ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.

E oltre alle soluzioni efficaci.

ötelerine uzanıyor.

Oltre a promuovere queste soluzioni,

Bu önalıcı çözümleri yaygınlaştırmanın yanısıra,

Camminano da oltre quattro ore.

Dört saati aşkın süredir yürüyorlar.

Alle guerre mondiali e oltre.

.

Hai intenzione di rimanere oltre?

Artık kalmak istiyor musun?

È oltre il mio potere.

Bu benim gücümü aşar.

La nave scomparve oltre l'orizzonte.

Gemi ufkun ötesinde kayboldu.

Va oltre le mie aspettative.

Bu beklentilerimi aştı.

Lui è andato troppo oltre.

- O çok ileri gitti.
- O, çizmeyi aştı.
- O, haddini aştı.

- Sono rimasto a Chicago per oltre due mesi.
- Io sono rimasto a Chicago per oltre due mesi.
- Sono rimasta a Chicago per oltre due mesi.
- Io sono rimasta a Chicago per oltre due mesi.
- Rimasi a Chicago per oltre due mesi.
- Io rimasi a Chicago per oltre due mesi.

İki ay boyunca Şikago'da kaldım.

- C'è qualcuno che viene oltre ai tuoi amici?
- C'è qualcuno che viene oltre ai suoi amici?
- C'è qualcuno che viene oltre ai vostri amici?
- C'è qualcuno che viene oltre alle tue amiche?
- C'è qualcuno che viene oltre alle sue amiche?
- C'è qualcuno che viene oltre alle vostre amiche?

Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?

- Questo hotel può ospitare oltre 1.000 ospiti.
- Questo albergo può ospitare oltre 1.000 ospiti.

Bu otel 1,000 misafirden daha fazlasını barındırabilir.

- Oltre all'inglese, riesce a parlare in francese.
- Oltre all'inglese, lui riesce a parlare in francese.

İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.

- Non vedo Tom da oltre tre mesi.
- Io non vedo Tom da oltre tre mesi.

Üç aydan daha fazla bir süre Tom'u görmedim.

Ci sono oltre 116.000 centri commerciali,

116 binden fazla alışveriş merkezi var

Andrebbe ben oltre la biologia riproduttiva.

üreme biyolojisinin ötesine geçerdi.

Oltre a ciò, riesco a volare.

Dahası, ben uçabilirim.

Tom vive oltre i suoi mezzi.

Tom kazandığından çok para harcıyor.

Lui parla due lingue oltre all'inglese.

İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.

C'è un villaggio oltre la montagna.

Dağın üzerinde bir köy var.

- Gli piace anche lo sport oltre alla musica.
- A lui piace anche lo sport oltre alla musica.

Müziğin yanı sıra o sporları da sever.

Ci sono oltre 80 possibilità di scelta.

seçebileceğiniz 80'den fazla ürün olurdu.

Rendendone una manciata ricca oltre ogni immaginazione?

avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

È andato oltre i termini di scadenza.

O son teslim tarihini kaçırdı.

C'è della vita oltre il sistema solare?

Güneş sisteminin ötesinde hayat var mı?

Questa pandemia va oltre i confini nazionali.

Bu pandemi, ulusal sınırları aştı.

Anche la sua soluzione dovrebbe andare oltre.

Çözümler de öyle olmalı.

Il problema è oltre la mia comprensione.

Sorun benim kavramamın ötesinde.

Ci sono oltre settemila lingue nel mondo.

Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.

- Non ho visto il mio amico da oltre vent'anni.
- Non ho visto la mia amica da oltre vent'anni.

Ben yirmi yılı aşkın bir süredir arkadaşımı görmemiştim.

- Questo anello appartiene alla famiglia da oltre 300 anni.
- Questo anello appartiene alla famiglia da oltre trecento anni.

Bu yüzük 300 yıldan daha fazla bir süredir ailede.

- Penso che questo libro vada oltre la sua portata.
- Io penso che questo libro vada oltre la sua portata.

Bu kitabın onun kavrayışının ötesinde olduğunu düşünüyorum.

E oltre agli animali, c'erano anche varie persone.

Orada, hayvanlara ek olarak insanlar da vardı.

Vanno oltre le capacità di questi giovani leoni.

...pek bu gençlerin dişine göre değil.

La lancerò oltre il bordo e mi calerò.

ve sonra da kenardan aşağı ineceğim.

La riunione si è prolungata oltre il necessario.

Toplantı uzadı.

Oltre ad essere un'attrice, era una famosa pittrice.

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

Tom è stato via per oltre tre anni.

Tom üç yıldan daha fazla süredir uzakta.

- Dev'essere oltre la sessantina.
- Dev'esser più che sessantenne.

O altmışın üzerinde olmalı.

La strada è rettilinea per oltre dieci miglia.

Yol on milin üzerinde düzdür.

Ho vissuto ad Algeri per oltre un anno.

Bir yıldan daha fazla süre Cezayir'de yaşadım.

- Hai letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?
- Tu hai letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?
- Ha letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?
- Lei ha letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?
- Avete letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?
- Voi avete letto "Struttura e potere - Oltre la semiotica" di Akira Asada?

Akira Asada tarafından yazılan " Yapı ve Güç- Göstergebilimin ötesi" ni okudunuz mu?

- Oltre ad essere un chirurgo, era anche un famoso scrittore.
- Oltre ad essere un chirurgo, lui era anche un famoso scrittore.

Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.

- Tom è morto con oltre dieci milioni di dollari in banca.
- Tom morì con oltre dieci milioni di dollari in banca.

Tom bankadaki on milyon dolardan fazla parası ile öldü.

Sarebbe potuto aumentare di oltre 500 miliardi di dollari.

500 milyar dolar artabilirdi.

Con i dati di oltre 1,2 milioni di foreste

1,2 milyondan fazla ormandan gelen veri ile

Non ci vuole niente a finire oltre il bordo!

Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!

Questo legame genere-clima va oltre agli impatti negativi

Cinsiyetle iklimin bağlantısı negatif etkilerin ve güçlü çözümlerin

La salvezza è a 100 metri, oltre lo strapiombo.

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

Vengono inviati oltre diecimila messaggi al secondo su Facebook.

Facebook'ta her saniye on binden fazla mesaj gönderilir.

C'è qualcun altro che l'ha visto oltre a Jim?

Jim'den başka onu gören biri var mı?

Ci sono oltre 800,000 parlanti di basco nel mondo.

- Dünyada Baskça konuşan 800,000'i aşkın kişi vardır.
- Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.

Oggi ci sono oltre 55.000 migranti detenuti negli Stati Uniti,

Bugün ABD'de 55.000'den fazla gözaltında göçmen var

Oltre al caldo del deserto e ai pericoli del territorio,

Sadece çölün sıcaklığıyla ya da arazinin tehlikeleriyle de değil,

Ci serve di più, oltre ai dati provenienti dal telerilevamento.

uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:

È rimasto fino a tardi ed ha lavorato oltre l'orario.

Geç saatlere kadar kaldı ve fazla mesai yaptı.

Oltre ad essere un dottore, era un romanziere molto famoso.

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.

Oltre il 95% dell'atmosfera di Titano è composta da azoto.

Titan atmosferinin % 95'inden fazlası azottur.

Una grave carestia aveva ucciso oltre 36 milioni di persone.

Kıtlık 36 milyondan fazla insanı öldürmüştü.

Oggi oltre due miliardi di persone vivono senza accesso ai farmaci.

Bugün, iki milyardan fazla insan ilaçlara erişimi olmadan yaşıyor.

oltre il confine statunitense, fino al mio ufficio di San Diego.

ABD sınırını geçip San Diego'daki büroma gidiyorum.

Dopo aver lavorato per oltre 30 anni con questi nobili animali,

Bu kadim hayvanlarla neredeyse 30 yıl çalışmış

Può essere vitale. Oltre a scavare ripari anche per le valanghe.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

Lo aprirò lì, lo farò decollare correndo dritto oltre il precipizio

Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.

Oltre alle cicatrici su braccia e orecchie, deve usare un bastone,

Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,

L'aria calma mattutina diffonde i loro canti ben oltre le fronde.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

Questi fiori oltre a essere belli hanno anche un buon profumo.

Bu çiçekler sadece güzel değil, aynı zamanda güzel kokuyorlar.

Oltre all'inglese, il signor Nakajima riesce a parlare fluentemente il tedesco.

- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.

Per oltre il 95% della nostra vita funzioniamo con il pilota automatico.

Hayatımızın %95'inden fazlasını otomatik pilotta geçiririz.

La luce stellare è oltre 200 volte più debole di quella lunare.

Yıldızların ışığı, ay ışığından 200 kat daha sönüktür.

Non so nulla di lui oltre ciò che mi hai detto tu.

Senin bana söylediğinin ötesinde bir şey bilmiyorum.

- L'atmosfera di Saturno ha dei venti che possono soffiare a oltre 1800 chilometri all'ora.
- L'atmosfera di Saturno ha dei venti che possono soffiare a oltre milleottocento chilometri all'ora.

Satürn'ün atmosferinin saatte 1800 kilometrenin üzerinde esebilen rüzgarları var.

Risale a oltre 200 milioni di anni prima che si estinguessero i dinosauri.

son dinozorun ölümünden 200 milyon yıl önce yaşandı.

Con un'altezza di oltre 110 metri, ha sminuito tutti i precedenti razzi americani.

110 metreden fazla boyuyla önceki tüm Amerikan roketlerini cüceleştirdi.

Oltre ad essere un grande statista, Sir Winston Churchill era un grande scrittore.

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.

Oltre l'Europa, la guerra infuria sugli oceani del mondo e nelle remote colonie europee.

Avrupa ötesinde, savaş tüm dünyaya yayılıyor okyanuslar ve geniş Avrupa kolonileri.

Oltre il 60% delle persone in Gran Bretagna mantengono un profilo di Facebook attivo.

İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.

Per poter tradurre è necessario conoscere almeno un'altra lingua oltre alla propria lingua materna.

Çeviri yapabilmek için anadil dışında en az bir dil daha bilmek gerekir.

Tu sei l'unica persona che conosco oltre a me che si diverte a farlo.

Benim dışımda bunu yapmaktan hoşlanan tanıdığım tek kişisin.

è ancora a oltre 15 km da qui, a nordest lungo questa catena del freddo.

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.

Una volta oltre le luci delle città, nell'oceano buio, le otarie orsine sono al sicuro.

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

- Oltre 100 persone erano presenti alla festa.
- Più di 100 persone erano presenti alla festa.

Partide 100'ün üzerinde kişi vardı.

- Jiro Akagawa ha scritto più di 480 romanzi.
- Jiro Akagawa ha scritto oltre 480 romanzi.

Jiro Akagawa 480'in üzerinde roman yazdı.

Riposiamoci qui per un po'. Le mie gambe sono stanche e non posso proseguire oltre.

Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.