Examples of using "L'occasione" in a sentence and their turkish translations:
Fırsatları olmayacak.
Şansımız yoktu.
Şans gitti.
Hiç şansımız olmadı.
Bugün burada, sizlerin de nasıl dahil olabileceğinizi
Aslanlara fırsat doğdu.
Bu mükemmel bir fırsattı.
Fırsatım olursa Boston'a giderim.
Hiç Tom'la buluşmadım.
Tom asla Mary ile tanışmadı.
Bu bir ömür boyu şanstır.
Elbisen ortam için uygun değil.
Filmi görme şansım yoktu.
İtalyan yemeği yeme fırsatını asla kaçırmam.
Tom Mary'ye asla teşekkür etmek zorunda kalmadı.
- Paris'te onunla buluşma şansım vardı.
- Paris'te onunla tanışma şansım oldu.
- Paris'te onunla tanışma fırsatım oldu.
Fırsatını bulur bulmaz, annenin çiti boyamasına yardım edeceğim.
Her ne zaman fırsat bulsam müzeye giderim.
Ben asla onlarla konuşmak zorunda değilim.
halbuki çok güzel bir özçekim olurdu.
ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.
Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,
Onun hikayesi durum için uygun değildi.
Tom'la hiç vedalaşma şansım olmadı.
Dünyayı daha iyi bir hale getirecek bir fikre
Onunla konuşmaya hiç fırsatım olmadı.
Mesajı Tom'a vermek için asla bir şansım yoktu.
Denize yakın yaşıyorum. Bu yüzden sık sık plaja giderim.
Tom Mary ile Boston'a gitme fırsatını kaçırdı.
Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.
...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.