Examples of using "John" in a sentence and their turkish translations:
John'u sev.
Ben John.
John sınavı geçti.
John nerede yaşıyor?
John'ı mutlu ettim.
Benim adım John.
John " Bu doğru"diye konuştu.
- Sen John'mısın?
- Sen John musun?
Hey, John.
John yarın bizi görmeye gelecek mi?
John muhtemelen sınavı geçecek.
- Merhaba, John! Nasılsın?
- Merhaba, John! Nasılsınız?
Onu John'a verir.
John delirdi.
John odaya doğru koştu.
John şu an müsait mi?
John 200 işçi istihdam etmektedir.
Merhaba John! Nasılsın?
John'la konuşmak istiyorum.
Tom sana John'u hatırlatmıyor mu?
- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.
John bir kitaplık yaptı.
John şimdi ne yapıyor?
John büyük konuşur.
John bir polis oldu.
John, Amerika'da doğdu.
John mağazaya gitti.
John üzgün.
Buraya gel, John.
John nerede yaşıyor?
Ben John'u arıyorum.
- Ben John'um.
- Bana John derler.
John havaalanında.
John akıllı.
John, Mary'yi seviyor.
Gazetede John'dan bahsediliyordu.
John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
John, kediyi gördün mü?
Biz John'ı liderimiz olarak görüyoruz.
- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta oturuyor.
- John, New York'ta yaşar.
John sahnede hangi şarkıyı söyledi?
John'un burada hiç arkadaşı yok.
John iyi bir öğrenci.
Ben Tom değilim. Ben John'ım.
John bana kafamdan vurdu.
Benim adım John.
O, John'a kazadan bahsetmedi.
O, mektubu John'a gönderdi.
John'ın dürüst olduğunu biliyorum.
John sana doğruyu söyledi.
Onun adı Tom, John değil.
O, John'un onu sevdiğini biliyor.
- John'u kaptan olarak seçtik.
- Biz kaptan olarak John'u seçtik.
John hariç, onların hepsi geldi.
Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.
Tom ve Mary John'u izlediler.
Tom oğluna John adını verdi.
Tom ve Mary, John'u evlat edindiler.
John konsere kadar Mary'ye eşlik etti.
John benim tavsiyemi göz ardı etti.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Kütüphanede John'u gördüm.
Tom kaptan olarak John'un yerini aldı.
Tom Mary'yi John'la gördü.
Tom ve Mary John'u gördü.
Tom, Mary'yi John'la dans ederken gördü.
Tom ve John kavga etmeye başladılar.
John bir veterinerdir.
John'un beş elması var.
John hemşireyi seviyor.
- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.
John'la konuşmak istiyorum.
- Tom, John gibi görünüyor.
- Tom, John'a benziyor.
John'u ikna etmek zordur.
- John benim yeğenim.
- John benim yeğenimdir.
- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.
John gelir gelmez gidelim.
Partide keyfinize bakın, John.
John burada değil.
Tom bana John'u hatırlatıyor.
John pazara gider.
John, Japonya'da yapılmış bir arabaya sahiptir.
Öğretmen John'a bir ödül verdi.
Kimle gitmeyi tercih edersin, Tom'la mı yoksa John'la mı?
John senin yeni arabanı kıskanıyor.
John seninle tanışmadan önce tembeldi.
Mary John'a sırrı söyledi.
John Mary'yi ayağa kaldırdı.
Tom, Mary ile John'u tartışırlarken gördü.
Sanırım Tom John'a benziyor.
Sue ve John evlenmeye karar verdiler.
Tom Mary'yi John'un ofisine kadar takip etti.