Examples of using "Finestre" in a sentence and their turkish translations:
Pencereleri açın.
Pencereleri yıkadım.
O pencereleri açmayın.
Pencereleri açık tutun.
Pencereleri açık bırakmayın.
Pencereleri yıkıyorum.
Odada 2 tane pencere var.
Bu odanın üç penceresi vardır.
O, bütün pencereleri açık tuttu.
Tom tüm pencereleri kapattı.
Pencereler açıktır.
Kaç tane pencere var?
Pencereler kapalı mıydı?
Pencereler açılır mı?
Biz pencereleri açabiliriz.
Pencereleri açabilir miyim?
Odanda iki pencere var mıdır?
Odadaki bütün pencereleri kapattı.
Bütün kapıları ve pencereleri kapat!
Altı pencereyi birbiri ardına kırdı.
Sami pencereleri kilitledi.
Pencereleri açık bırakmayın.
Bütün pencereler açıktı.
- Hiçbir pencere açık değildi.
- Pencerelerin hiçbiri açık değildi.
Bu pencereler temiz değil.
Bütün pencereler kapalı mı?
Pencereler neden açık?
Bütün pencereleri açmalısın.
Bütün kapıları ve pencereleri kapatın.
Pencereleri aç. Burada çok fazla sigara dumanı var.
Altı pencerenin hepsini kapattım.
- Camlardan biri kırıldı.
- Pencerelerden biri kırıldı.
Diğer tüm pencereler açık.
Lütfen pencereleri kapatır mısın?
Tom'un camları açıktı.
Gözler kalbin pencereleridir.
Oturma odamda geniş pencereler var.
Tom henüz pencereleri kapatmadı.
Tüm kapıları ve pencereleri kapatın.
Pencereleri kapatmazsan sivrisinekler içeri girer.
Tom tüm pencerelerini kapatmalıydı.
Tom pencere eşiklerini beyaza boyadı.
Ay ışığı pencerelerden geldi.
Tom yatak odası pencerelerini açtı.
Bütün pencerelerimi kilitlemeliydim.
Lütfen dışarı çıkmadan önce pencereleri kapattığınızdan emin olun.
Pencereler bir şeyi tanıyamayacak kadar çok buğulanmıştı.
Asteroid binden fazla insanı yaraladı ve birçok pencereyi kırdı.
Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.
Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.