Examples of using "Aprite" in a sentence and their turkish translations:
- Açın.
- Açınız.
Açın!
Gözlerinizi açın!
Gözlerinizi açın, millet!
Kitaplarınızı açın.
Lütfen bagajı açın.
- Kitaplarınızın 86. sayfasını açın.
- Kitabınızda sayfa 86'yı açın.
Kitaplarınızın 42. sayfasını açın.
Kitaplarınızın 30. sayfasını açın.
Hiç kimse için kapıyı açma.
Ağzınızı açın.
Kitaplarınızda sayfa yüzü açın.
Kaputu açın.
- Şişeyi aç.
- Şişeyi açın.
Bir pencere aç.
Kasayı açın.
Bir hesap açın.
Aç şu şeyi!
- Ağzını aç!
- Ağzınızı açın.
Kapıyı aç!
Kapıları açın.
Kapıyı açın.
Pencereleri açın.
Bu kapıları açın.
Gözlerini aç.
Kitaplarınızı açmayın.
Açın.
Onu açma.
Kapıyı aç.
Kapıyı açmayın.
Pencereyi açmayın.
O pencereleri açmayın.
- Sayfa dokuzu açın.
- Dokuzuncu sayfayı açın.
Ne zaman açıyorsunuz?
Çantanızı açın.
Bu kutuyu açmayın.
Şimdi, gözlerini aç.
Hey, kapıyı açın.
Önce bu hediyeyi aç.
Lütfen şişeyi aç.
Lütfen pencereyi aç.
Şimdi hediyeni aç.
Lütfen bu kutuyu aç.
- Kapıyı aç, lütfen.
- Lütfen kapıyı aç.
- Kapıyı açın lütfen.
Lütfen bir pencere açın.
- Biraz kapıyı aç!
- Kapıyı biraz aç!
Kutuyu şimdi açma.
Sadece kapıyı aç.
Henüz hediyeyi açmayın.
Kapıyı aç, lütfen.
Arkanı dön ve gözlerini aç.
Lütfen bu pencereyi açmayın.
Dişçi "Ağzını aç" dedi.
Ne olursa olsun, o kapıyı açmayın.
Onu açmayın, lütfen.
Kitabında sayfa dokuzu aç.
Kitabınızda 59. sayfayı açın.
- Neden bir birikim hesabı açmıyorsun?
- Neden bir tasarruf hesabı açmıyorsun?
Kitabınızda onuncu sayfayı açın.
Kapıyı aç ve köpeği içeri al.
Ne yaparsanız yapın, o kapıyı açmayın.
Pencereleri aç. Burada çok fazla sigara dumanı var.
Hareket halindeyken arabanın kapısını asla açma.
Tren hareket halindeyken açma.
Ve ders kitabınızda sayfa 10'u açın.