Translation of "Tasso" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tasso" in a sentence and their turkish translations:

Quant'è il tasso mensile?

Aylık oran ne kadardır?

Il tasso delle nascite e il tasso delle morti erano quasi uguali.

Doğum ve ölüm oranları neredeyse eşitti.

- Il tasso di disoccupazione è aumentato notevolmente.
- Il tasso di disoccupazione aumentò notevolmente.

İşsizlik hızla artmıştır.

Qual è il tasso di scambio?

Değişim oranı nedir?

Il tasso di disoccupazione è crollato drasticamente.

İşsizlik oranında sert bir düşüş yaşandı.

Raddoppiava anche il tasso di episodi cardiaci

Ayrıca kardiyak vaka oranı neredeyse iki katına çıktı,

Il tasso di riduzione della mortalità cardiovascolare

Gerçekten de kardiyovasküler ölümlerdeki azalma oranı

Aveva il 100% di tasso di condanne

%100 mahkumiyet oranına sahipti,

Il tasso di povertà era al 12%

yoksulluk oranı %12,

Che è sette volte il tasso di inflazione.

Bu da enflasyonun tam 7 katı eder.

Il tasso di disoccupazione è salito al 5 %.

İşsizlik oranı yüzde 5'e yükseldi.

Si prevede un aumento del tasso di divorzio.

Boşanma oranının artması bekleniyor.

A quanto sta il tasso di conversione oggi?

Bugün döviz kuru nedir?

Perché il tasso di natalità è diminuito così drasticamente?

Doğum oranı neden bu kadar keskin şekilde düştü?

La vita ha un tasso di fatalità del 100%.

Hayat %100 ölüm oranına sahiptir.

Stiamo sperimentando il più veloce tasso di estinzione di sempre

Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz

Il mio algoritmo ha un tasso di successo del 99%.

Benim algoritmamın yüzde 99 başarı oranı var.

Alcuni studi addirittura rilevano che influenza anche il tasso di mortalità,

Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,

Quando hanno un tasso di insuccesso di più del 15% annuo?

yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

In cui il tasso di disoccupazione era di 1 su 4

Büyük Buhran kadar da kötü değildi.

Molti snobbano la medicina occidentale, il che aumenta il tasso di mortalità.

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

I bradipi sono i mammiferi con il tasso di digestione più lento.

Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.

Il tasso di gravidanze indesiderate per fortuna è diminuito negli ultimi anni

Neyse ki istenmeyen gebelik oranı son birkaç yıl içerisinde

Il tasso di occupazione nel Regno Unito è ad un livello record.

İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.

Ma 30 anni fa, il tasso di omicidi era di 8,5 ogni centomila,

30 yıl önce ise cinayet oranı yüz binde 8,5'ti,

La Francia ha un tasso di nascite più alto della maggior parte d'Europa.

Fransa'nın Avrupa'nın çoğundan daha yüksek bir doğum oranı var.

- Il mio tasso di colesterolo è alto.
- I miei livelli di colesterolo sono alti.

Benim kolesterol seviyelerim yüksektir.

Gli economisti hanno stimato che il tasso di disoccupazione negli USA si aggira attorno al 13%.

Ekonomistler, Amerikan işsizlik oranının %13 olduğunu tahmin ediyor.