Translation of "Diritti" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Diritti" in a sentence and their turkish translations:

- Conosci i tuoi diritti.
- Conosca i suoi diritti.
- Conoscete i vostri diritti.

Haklarını bil.

- Non avevano diritti.
- Loro non avevano diritti.

- Onların hiçbir hakkı yoktu.
- Onların hakları yoktu.

- Ho dei diritti.
- Io ho dei diritti.

Haklarım var.

I diritti delle donne sono dei diritti umani.

Kadın hakları, insan haklarıdır.

- Non dimentichiamo i diritti umani.
- Non dimentichiamoci i diritti umani.
- Non scordiamo i diritti umani.
- Non scordiamoci i diritti umani.

İnsan haklarını unutmayalım.

- Conosco i miei diritti.
- Io conosco i miei diritti.

Haklarımı biliyorum.

- Sono sicuro dei miei diritti.
- Io sono sicuro dei miei diritti.
- Sono sicura dei miei diritti.
- Io sono sicura dei miei diritti.

Ben haklarımdan eminim.

Tutti i diritti riservati.

Her hakkı saklıdır.

Conoscono i loro diritti.

- Haklarını biliyorlar.
- Onlar kendilerinin haklarını biliyorlar.

- I diritti di Tom sono stati violati.
- I diritti di Tom furono violati.

Tom'un hakları ihlal edildi.

Richiederà civilisti in diritti civili,

İnsan hakları savunucuları,

Per i loro diritti civili.

sivil hakları için savaşıyorlardı .

Tom conosce i suoi diritti.

Tom kendi haklarını biliyor.

Bush rispetta i diritti umani.

Bush insan haklarına saygı duyar.

Ogni cliente ha dei diritti.

Her müşterinin hakları vardır.

Anche loro hanno dei diritti.

Onların da hakları var.

Anche i bambini hanno dei diritti.

Çocukların da hakları var.

Dobbiamo promuovere i diritti umani per tutti.

Herkes için insan haklarını geliştirmeliyiz.

Per i diritti degli immigrati, per l'ambiente,

göçmenlerin haklarını, çevreyi,

Tutti gli uomini hanno gli stessi diritti.

Bütün insanların eşit hakları vardır.

Questa è una violazione dei diritti umani.

Bu bir insan hakları ihlalidir.

- Il governo l'ha privato di tutti i suoi diritti.
- Il governo lo privò di tutti i suoi diritti.

Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.

Ero un sostenitore dell'emendamento sulla parità di diritti.

Eşit Haklar Tasarısı destekçisiydim.

Tutti hanno il diritto di non avere diritti.

Herkes hiçbir hakkının olmaması hakkına sahiptir.

Il primo dei diritti umani è di tacere!!!

İnsan haklarının birincisi susmaktır.

Tom è un avvocato per i diritti umani.

Tom bir insan hakları avukatıdır.

Dovrebbero essere soggette agli stessi diritti, le stesse protezioni

kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla

è una persona che lotta per i diritti riproduttivi,

en temel insan haklarını,

I patrioti insorsero per i diritti della loro nazione.

Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.

Per questo quindi necessitiamo di diritti per la libertà cognitiva.

Bu sebeple, bilişsel özgürlüğe dair haklara ihtiyacımız var.

Il matrimonio è un tipo di violazione dei diritti umani.

Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

Vorrei dire che una serie di organizzazioni per i diritti civili,

ACLU'nun da arasında olduğuna inandığım

Che rischiano la vita per raccontare le violazioni dei diritti umani.

haber yapmak için yaşamını tehlikeye atanlar bile var.

Abbiamo bisogno di una chiara definizione del concetto di diritti umani.

İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.

Ma che non dovrebbero essere protette dai valori fondamentali dei diritti umani,

ve kamu güvenliğinin temel değerlerinden mahrum bırakılmaması gereken

Quella delle Valli del Galles meridionale è la storia di una lotta per i diritti.

Güney Galler Vadileri tarihinde bir hak savaşı var.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.

Voce di Jane Goodall del Reason for Hope: A Spiritual Journey di Jane Goodall con Phillip Berman Copyright © 1999 by Soko Publications Ltd. e Phillip Berman. Utilizzato con l'autorizzazione di Hachette Audio. Tutti i diritti riservati a livello mondiale.

Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.

Ogni individuo, in quanto membro della società, ha diritto alla sicurezza sociale, nonché alla realizzazione attraverso lo sforzo nazionale e la cooperazione internazionale ed in rapporto con l’organizzazione e le risorse di ogni Stato, dei diritti economici, sociali e culturali indispensabili alla sua dignità ed al libero sviluppo della sua personalità.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

L’istruzione deve essere indirizzata al pieno sviluppo della personalità umana ed al rafforzamento del rispetto dei diritti umani e delle libertà fondamentali. Essa deve promuovere la comprensione, la tolleranza, l’amicizia fra tutte le Nazioni, i gruppi razziali e religiosi, e deve favorire l’opera delle Nazioni Unite per il mantenimento della pace.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.