Examples of using "Chris" in a sentence and their turkish translations:
Chris'in bir arabası yoktu.
Chris yarın çalışamaz.
Whitney Pennington Rodgers: Haklısın, Chris.
Phillip Atiba Goff: Teşekkürler, Chris.
Ah, işte Chris geliyor.
Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
Chris'in açıkça parayı getirmeye niyeti olmadığı için Brian çıldırdı.
Beth, Chris'e eğer banyo yapmazsa onunla çıkmayacağını söyledi.