Examples of using "Bronzo" in a sentence and their turkish translations:
O bir bronz madalya kazandı.
O bronz bir madalya kazandı.
Biz bronz madalya kazandık.
Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
Bronz heykel, parçalar halinde kırıldı.
Şimdi çoğu Makedonya'daki bronz heykellerle ölümsüzleşiyor.