Examples of using "Banco" in a sentence and their turkish translations:
Danışma masası nerede?
Gazino her zaman kazanır.
Kayıt masası nerede?
Tom tanık kürsüsüne döndü.
Kayıt gişesi nerede?
Kabul masasında güzel çiçekler vardı.
Tom tanık kürsüsünde.
Sami tanık kürsüsüne oturdu.
Onun masaya bırakdığı kitaba bak.
Mary Londra'da bir yemek bankası çalıştırıyor.
Masadaki kitaba bak.
Masanın üstündeki nedir?
Bilgi masasında biletler ücretsiz olarak hazır.
Masada hiç dolma kalem var mı?
Masada bir dolma kalem var.
Ama kafaları karışmış ve sürüden ayrı düşmüş olduklarından kolay av oluyorlar.
Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.
Masanın üstünde bir kitap görüyorum.
Kitabın masanın üstünde.
Ayrıca şaşkın bir şekilde oturan Abby var
İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.
Masanın üstünde bir harita var.
Masanın üzerinde bir anahtar vardır.
- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.
Masanın üstünde bir albüm var.
Masanın üzerinde bir çanta vardır.
Anahtar masanın üstünde.
Sıranın üstünde bir kitap var.
Masada hiç dolma kalem yok.
Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.
Masanın üstünde kaç tane dolma kalem var?
Masanın üstünde birkaç kitap vardır.
Masanın üstünde bazı kediler var mı?
Masada kaç tane dergi var?
Sizin saatiniz masanın üstünde.
"Kitapların nerede?" "Masanın üstünde."
Masanın üzerine şapka Chama'a ait.
"Kitaplar nerede?" "Onlar masanın üstünde."
Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.
Masanın üstündeki sözlük Tom'unki.
Masanın üstünde bir sözlük var.
Masada kitap var mıydı?
Masada bir kalem var mı?
- Masanın üstünde bir elma var.
- Masada bir elma var.
Masada iki ya da üç kalem var.
Balkonda bir bank var.
Sıradaki sözlük benim.