Examples of using "Unalmas" in a sentence and their turkish translations:
Bu sıkıcı.
Sıkıcı!
O sıkıcı değil mi?
O sıkıcıydı.
O sıkıcı olabilir.
Tom sıkıcıdır.
Bu çok sıkıcı.
- Sen sıkıcısın.
- Sıkıcısın.
Evde durmak sıkıcıdır.
İşim sıkıcı.
Bu biraz sıkıcı.
Film sıkıcı.
Tom çok sıkıcı.
Boks yapmak sıkıcı.
Beklemek sıkıcıdır.
Simetri sıkıcıdır.
Sıkıcı bir işim var.
Bu çok sıkıcı.
Evde kalmak sıkıcıdır.
Evde kalmak sıkıcıdır.
Bugün sıkıcı bir gün.
O gerçekten sıkıcıydı.
Bu yer sıkıcıdır.
Bu roman sıkıcı.
Bu sıkıcı bir söz.
- Sen sıkıcısın.
- Sıkıcısın.
Bu film sıkıcı.
Bu video sıkıcı.
Bu kitap sıkıcı.
Bu biraz sıkıcı.
Ne sıkıcı!
Rüyalar hakkında konuşmak sıkıcı değil mi?
Tom'un konseri aslında oldukça sıkıcıydı.
Öylesine sıkıcı bir konuşmaydı ki uyuyakaldım.
- Tom'un verdiği ders sıkıcıydı.
- Tom'un dersi sıkıcıydı.
Tom hayatının sıkıcı olduğunu düşünüyor.
Benim eski işim son derece sıkıcıydı.
Bu da toplantıları sadece sıkıcı ve benzer yapmıyor,
Eğer hayat gülünç ve saçma ise dert etmeyin çünkü bu en azından sıkıcı değil demektir.
O kitap o kadar sıkıcıydı ki onu bitiremedim.
Film öylesine sıkıcıydı ki seyirciler tek tek ayrılmıştı.
Bunun sıkıcı olacağını sana söyledim.
Karım için mekân çok sıkıcıydı, benim içinse adeta cennetti.