Translation of "Maradok" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Maradok" in a sentence and their turkish translations:

- Melletted maradok.
- Veled maradok.

Seninle kalıyorum.

Maradok.

Ben kalıyorum.

Holnapig maradok.

Yarına kadar kalacağım.

Itthon maradok.

Evde kalıyorum.

Életben maradok.

- Ben yaşayacağım.
- Yaşayacağım.

Itt maradok.

Hemen burada kalıyorum.

Remélem, maradok.

Umarım kalırım.

Olaszországban maradok.

İtalya'da kalıyorum.

Nem maradok.

Kalmıyorum.

Bostonban maradok.

Boston'da kalıyorum.

- Maradok még pár napig.
- Maradok még pár napot.

Birkaç gün daha kalacağım.

Tízig itt maradok.

Saat ona kadar burada kalacağım.

Ma otthon maradok.

Bugün evde kalacağım.

Két éjszakára maradok.

Ben iki gece boyunca kalıyor olacağım.

Holnapig itt maradok.

Yarına kadar burada kalacağım.

Inkább ülve maradok.

Oturmayı tercih ederim.

Ha akarod, maradok.

İstersen kalırım.

Nem maradok itt.

Burada kalmıyorum.

A kocsiban maradok.

Ben arabada kalacağım.

Azt hiszem, maradok.

- Sanırım kalacağım.
- Kalacağımı düşünüyorum.

Szerinted életben maradok?

Hayatta kalacağımı düşünüyor musun?

Egy hétig maradok.

Bir hafta kalacağım.

Nem maradok Bostonban.

Boston'da kalmayacağım.

Itt maradok, amíg visszajössz.

Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

Néhány napig itt maradok.

Birkaç gün burada kalacağım.

Itt maradok egy kicsit.

Ben kısa bir süre için burada kalacağım.

Ma este otthon maradok.

Bu gece evde kalacağım.

Azt hiszem, itt maradok.

Sanırım burada kalacağım.

Nem maradok itt soká.

Burada uzun süre kalmayacağım.

Rövid ideig maradok itt.

- Burada kısa bir süre için kalacağım.
- Kısa bir süre burada kalacağım.

Ritkán maradok ki sokáig.

Nadiren dışarıda geç saate kadar kalırım.

Nem maradok ott sokáig.

- Orada çok uzun kalmayacağım.
- Orada fazla durmayacağım.

Maradok még egy-két napot.

Bir veya iki gün daha kalacağım.

Ha esni fog, otthon maradok.

Yağmur yağarsa evde kalacağım.

Ha holnap esik, otthon maradok.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

Nem baj, ha itt maradok?

- Burada kalabilir miyim?
- Burada kalırsam sorun olur mu?

Ma maradsz, én is maradok.

Kalırsan, kalırım.

- Nem leszek itt sokat.
- Nem leszek itt sokáig.
- Nem maradok sokáig.
- Nem maradok soká.

Uzun süre burada olmayacağım.

Úgy tervezem, hogy a szállodában maradok.

Otelde kalmayı planlıyorum.

Szokásom, hogy este sokáig fönn maradok.

Ben gece geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.

Úgy tervezem, ott maradok egy hetet.

Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.

Az a tervem, hogy itt maradok.

Ben tam burada kalmak niyetindeyim.

Megígérem, hogy apád megérkezéséig veled maradok.

- Baban gelinceye kadar seninle birlikte kalacağıma sana söz veriyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle kalacağıma söz veriyorum.

Inkább otthon maradok, minthogy egyedül menjek.

Yalnız gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

- Maradok, ha esik.
- Maradni fogok, ha esik.

Eğer yağmur yağarsa kalacağım.

- Hatig ott maradok.
- Hat óráig fogok ottmaradni.

Saat altıya kadar orada kalacağım.

Az a tervem, hogy a városban maradok.

Şehirde kalmayı planlıyorum.

Egy darabig még maradok, ha úgy akarod.

Kalmamı istersen daha uzun bir süre kalırım.

Bármi történjék is, én azért optimista maradok.

Hep iyimser kalmaya çalışırım.

- Úgy egy hetet maradok ott.
- Úgy egy hetet leszek ott.
- Körülbelül egy hetet leszek ott.
- Körülbelül egy hetet maradok ott.

Orada yaklaşık bir hafta kalacağım.

- Csendben maradok, mint egy egér.
- Hallgatni fogok, mint a csuka.

- Ben bir fare kadar sessiz olacağım.
- Çıt çıkarmayacağım.

- Csak egy napra maradok itt.
- Csak egy napot leszek itt.

Ben yalnızca bir gün için buradayım.

- Inkább otthon maradnék és tévéznék.
- Inkább otthon maradok és tévézek.

Evde kalmayı ve TV izlemeyi tercih ederim.

Ha akarod, itt maradok veled, míg Tomi vissza nem tér.

Eğer istersen Tom dönünceye kadar burada seninle kalırım.

Már megmondtam Tomnak, úgy tervezem, hogy még három hétig Bostonban maradok.

- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı daha önce söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı zaten söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı önceden söyledim.

- Úgy döntöttem, maradok még pár napot.
- Úgy döntöttem, meghosszabbítom pár nappal az ittlétemet.

Birkaç gün daha kalmaya karar verdim.