Examples of using "Kávé" in a sentence and their turkish translations:
Kahve soğuk.
Kahve soğuk.
Bu kahve sıcak.
Kahve harikadır.
Kahve mi yoksa çay mı?
- Çok kahve var.
- Kahve bol.
- Hiç kahve kalmadı.
- Hiç kahve kalmamış.
Kahve demleniyor.
Kahve hazır.
Evde hiç kahve yok.
Mutfakta hiç kahve var mı?
Günümüzde kahve azdır.
Bu kahve soğuk.
Bu kahvenin tadı acı.
Baba, işte kahve.
Çay ve kahve arasında seçim yapabilirim.
Eğer istersen orada kahve var.
Ama kahve iyi değil.
- Bu kahve gerçekten sert.
- Bu kahve çok koyu.
Bu kahve çok acı.
Kahve beni uyanık tutar.
Bu marka kahveyi tavsiye ederim.
Kahve bir dakika içinde hazır olacak.
Kremalı kahve çok pahalı olmayan bir zevktir.
Bir fincan kahve içerken sohbet edelim.
Kahve güzel olurdu.
- Ah! Bu kahve sıcak!
- Ay! Bu kahve sıcak!
Bu kahve benim için çok koyu.
Bu kahve yeterince sıcak değil.
- Korkarım ki, hiç kahve kalmamış.
- Maalesef hiç kahve kalmadı.
Bir fincan kahve bir kron.
Kahve çaydan daha mı pahalı?
Kahve benim içemeyeceğim kadar çok sıcaktır.
Günde kaç fincan kahve fazla kaçar?
Kahvenin bulaşık suyu gibi tadı var.
Çay mı, kahve mi içeceğim soruldu.
Kahve hayattır.
Kahveye ihtiyacım var.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
O bana kahve yerine şekerli çay verdi fakat kremasız.
Bu kahve o kadar sıcak ki onu içemem.
Şimdi bir kahveye ihtiyacım var
İhtiyacım olan her şeye sahibim: bir koltuk,kahve,facebook ve huzur! Hayat çok güzel olabilir!