Examples of using "Fontosat" in a sentence and their turkish translations:
Ben önemli bir şey kestim mi?
Önemli bir şeyi yarıda kesiyor muyum?
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
Sana söyleyecek çok önemli bir şeyim var.
- Kusura bakma, sana önemli bir şey söylemeyi unuttum.
- Üzgünüm, sana önemli bir şey söylemeyi unutmuşum.
Bende önemli bir şeyi unutuyoruz gibi bir his var.
Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.
Tom Mary'ye önemli bir şey söylemeye çalışıyordu fakat o dinlemiyordu.