Examples of using "40%" in a sentence and their turkish translations:
Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.
Harry sadece 40.
Onun 40 olduğunu sanıyorum.
40 binden fazla süpermarket var
Bunların toplam ağırlığı 40 milyar ton.
ve her birinde 40 binden fazla ürün var.
Bu günde 40 milyon dolar demek.
40.000'in üzerinde Karayip flamingosu.
Burada kırk kişi için yeterli yer yok.
Ama, 40'lı yaşlarda, neredeyse yolun yarısında,
Oradan Arica'ya gitti. Burada 40 kalıp gümüşe el koydu.
Ben 40. caddede arabadan indim.
40 yıl veya daha uzun bir süre.
40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,
Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.
Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.
Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.
Afrika diyasporasının en az yüzde 40'ı bu bölgeye yerleşti.
Bennigsen'in ordusunun 40%'ı 20.000 civarında asker ölü, yaralı ya da esir durumdaydı
Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.