Examples of using "Wachsenden" in a sentence and their turkish translations:
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
Şangay dünyanın en hızlı büyüyen kentidir.
Bambular gezegendeki en hızlı büyüyen bitkilerden biridir.
Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri ile Çin büyük bir ekonomik güç.
Japonya, 1980'lerde en hızlı büyüyen ekonomilerden biriydi.