Examples of using "Tagebuch" in a sentence and their turkish translations:
Bir günlük tutuyor musun?
Ben bir günlük tutuyorum.
O bir günlük tutar.
Tom bir günlük tutar.
Her gün bir günlük tutuyorum.
Günlüğümü okuma.
Bir günlük tutuyor musunuz?
Ben her gün bir günlük tutuyorum.
O, günlüğünü yazıyor.
Günlüğünü yazıyor.
Günlüğümü okuma!
Günlüğüm nerede?
Günlüğümü okuma.
Takeshi İngilizce bir günlük tutar.
Tom Mary'nin günlüğünü buldu.
Tom, Mary'nin gizli günlüğünü buldu.
Ben günlüğümü her gün yazarım.
Günlüğünü buldum.
Günlüğünü kimin çaldığını biliyorum.
O, bir günlük tutmaya karar verdi.
O, İngilizce bir günlük tutar.
O, günlüğünü İngilizce olarak tutar.
Kırmızı bir günlük aldım.
İngilizce bir günlük tutuyorum.
Tom, Mary'nin gizli günlüğünü okudu.
Fransızca bir günlük tutuyorum.
Bir günlük tutardım.
Tom Fransızca bir günlük tutuyor.
Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.
Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.
Bugün günlüğüne yazdın mı?
O, günlüğünde ondan bahsetti.
3 yıldır bir günlük tutuyor.
Her gün günlüğüme yazıyorum.
O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.
Dün günlüğünü yazdı mı?
Lisedeyken günlük tutardım.
Dün günlüğüme çok şey yazdım.
Sadece eski bir günlük buldum.
Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.
Eski günlüğümün sayfalarını karıştırmayı severim.
Bu onun tuttuğu günlüktür.
Tom, Mary'nin günlüğünü buldu.
Tom bu yıl günlük tutmaya karar verdi.
Babam her gün günlüğünde yazar.
Hiç kimsenin günlüğümü okumasını istemiyorum.
Bir öğrenciyken Fransızca bir günlük tuttum.
Günlüğüne bugün bir şey yazdın mı?
Ben son üç yıldır Fransızca bir günlük tutuyorum.
Kırmızı bir günlük aldım.
Günlüğünü buldum.
Günlük tutardı fakat artık tutmuyor.
O, her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.
Eski günlüğümü okumam ilginç.
Ayakos'un günlüğünü tekrar okumaya can atıyorum.
Ben her gün günlük tutmayı zor buldum.
Sınırlarını öğrenin, kalbinizin güncesine bir göz atın.
Ben gençken her gün günlük tutardım.
Tom'un günlüğünü buldum.
Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ve son üç sayfasını okudu.
Ben öğrenciyken İngilizce günlük tutardım.
O her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.
Günlüğümde yazdıklarımı ona anlatmadın.
Tom ne kadar yorgun olursa olsun her akşam günlüğüne bir şey yazar.
Babamın otuz yıldır tuttuğu günlüğünü buldum.
Tom günlüğü çekmeceye koydu.
Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ama sadece son üç sayfası kalmıştı.
Uzun zaman önce ben gençken, ben her gün günlüğüme yazardım.