Translation of "Spart" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Spart" in a sentence and their turkish translations:

- Maria spart Geld, um nach Japan zu gehen.
- Maria spart Geld für eine Japanreise.

Mary Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.

Maria spart Geld für eine Japanreise.

Mary Japonya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.

Er spart das, was er verdient.

O kazandığını biriktirir.

Tom spart, wo es nur geht.

- Tom para biriktirmek için yapabileceği her şeyi yapar.
- Tom para biriktirmek için elinden gelen her şeyi yapar.

Tom spart etwa 30 % seines Einkommens.

Tom kazandığının yaklaşık %30'unu tasarruf eder.

Falsch herum zu leben spart außerdem Energie.

Alt üst yaşanan bir hayat, daha fazla enerji saklıyor.

Er spart, um ein Haus zu kaufen.

O, bir ev satın almak için tasarruf yapıyor.

Dieser Computer spart uns eine Menge Arbeit.

Bu bilgisayar bize bir sürü iş kazandırır.

Diese Autobahn spart uns eine Menge Zeit.

Bu otoyol bize çok zaman kazandırır.

Sie spart Geld, um ins Ausland zu gehen.

Yurt dışına gitmek için para biriktiriyor.

Tom spart, damit er ins Ausland gehen kann.

Tom yurt dışına gidebilmek için para tasarrufu yapıyor.

Tom spart Geld für eine Fahrt nach Boston.

Tom Boston'a gidebilmek için para biriktiriyor.

Tom spart Geld, um nach Australien zu gehen.

Tom Avustralya'ya gitmek için para biriktiriyor.

Tom spart Geld für eine Reise nach Australien.

Tom, Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.

Er spart, um auf die Universität gehen zu können.

O, üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.

- Wofür sparst du?
- Wofür spart ihr?
- Wofür sparen Sie?

Ne için tasarruf yapıyorsun?

Tom spart achtzig Prozent von dem, was er verdient.

Tom kazandığının %80'i tasarruf eder.

Der alte Herr Smith spart soviel Geld, wie er kann.

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.

Seit der Krise spart das Management sogar beim Toilettenpapier ein.

Yönetim krizden beri tuvalet kağıdını bile geri kesti.

Tom spart Geld zusammen, damit er nach Australien gehen kann.

Tom Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.

Wenn man sich selbst seine Kleidung herstellt, spart man Geld.

Kendi giysilerini yaparsan, bu sana para kazandırır.

Mac spart Geld, weil er sich einen neuen Mustang kaufen will.

Mac yeni bir Mustang almak istediği için para biriktiriyor.

Er lebt von der Hand in den Mund und spart nie einen Cent.

O kıt kanaat geçiniyor ve asla bir kuruş biriktirmiyor.

Der Mann lebt von der Hand in den Mund und spart nie einen Cent.

Adam zar zor geçiniyor ve asla bir kuruş bile tasarruf etmiyor.

Jede wiederverwertete Aluminiumdose spart genügend Energie ein, um damit ein Fernsehgerät drei Stunden lang zu betreiben.

Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.

- Tom spart Geld, weil er ein Haus kaufen will.
- Tom haushaltet mit den Finanzen, weil er sich ein Eigenheim leisten will.

Tom bir ev almak için para tasarrufu yapıyor.