Examples of using "Schweigend" in a sentence and their turkish translations:
Tom sessizce başını salladı.
Tom sessizce oraya oturdu.
Onlar sessizce beni izlediler.
Tom ve Mary sessizce yemek yediler.
O, sessizce telefonu kapadı.
Sessizce camdan dışarı baktı.
Tom sessizce çayını yudumladı.
Tom ve Mary sessizce birbirine baktı.
Tom ve Mary parkta sessizce yürüdüler.
Tom ve Mary bir an için sessizlik içinde yürüdüler.
Tom ve amcası sessizce birlikte yürüdü.
Tom hariç bütün aile sessizce TV izliyordu.
Gençler ise etrafına toplanır ve sessizce otururlar.
Tom Mary'nin yemeğin sonunu yediğini izlerken orada sessizce oturdu.
- Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.