Translation of "Schob" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Schob" in a sentence and their turkish translations:

Tom schob weiter.

Tom itmeye devam etti.

Er schob mich zur Seite.

Beni bir kenara itti.

Tom schob die Tür zu.

Tom kapıyı itip kapattı.

Der Mann schob sie zur Seite.

Adam onu bir kenara itti.

Tom schob seiner Mutter den Einkaufswagen.

Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.

Tom schob mich beiseite und ging.

Tom beni itti.

Tom schob Zweige in den Häcksler.

Tom odun parçalayıcının içine bazı dallar koydu.

Tom schob Maria in den Fahrstuhl.

Tom Mary'yi asansöre itti.

Er schob mich beiseite und ging.

O, yanımdan geçerken beni itti.

Tom schob seine Sonnenbrille nach oben.

Tom güneş gözlüğünü kafasının üstüne doğru itti.

Sie schob das Huhn in den Ofen.

O, tavuğu fırına koydu.

Tom schob den Rollstuhl in Marias Zimmer.

Tom tekerlekli sandalyeyi Mary'nin odasına doğru itti.

Maria schob den Schinken in den Ofen.

Mary jambonu fırına koydu.

Maria schob den Truthahn in den Ofen.

Mary hindiyi fırına koydu.

Tom schob den Truthahn in den Ofen.

Tom hindiyi fırına koydu.

Tom schob den Schinken in den Ofen.

Tom jambonu fırının içine koydu.

Tom schob seinen Stuhl zurück und stand auf.

Tom sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı.

Ich schob eine Nachricht unter der Tür hindurch.

Ben kapının altına bir not bıraktım.

Er schob mir das Geld in die Tasche.

Parayı cebime koydu.

- Er beschuldigte mich.
- Er schob die Schuld auf mich.

O suçu üzerime attı.

Tom begab sich hinter den Wagen und schob an.

Tom arabanın arkasına geçip itti.

Tom schob das Essen auf seinem Teller hin und her.

Tom yemeği tabağının etrafına itti.

Tom schob seinen Teller weg und sagte, dass er satt sei.

Tom tabağını bir kenara itti ve yeterince yediğini söyledi.

Als Tom den Blumentopf nach links schob, öffnete sich die Geheimtür.

Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.

Dass er bei der Prüfung durchgefallen war, schob Tom auf die Krankheit.

Tom sınavdaki başarısızlığını hastalığa bağladı.

- Sie schob ihn zur Tür hinaus.
- Sie stieß ihn zur Tür hinaus.

O, onu kapıdan dışarı itti.

Tom nahm die CD aus der Hülle und schob sie in das Abspielgerät.

Tom CD'yi kutusundan çıkardı ve onu çalara taktı.

Tom legte zwei Scheiben Brot in den Toaster und schob den Hebel nach unten.

Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.

- Tom schubste Maria ins Zimmer und schloss die Tür.
- Tom schob Maria ins Zimmer und schloss die Tür.

Tom, Mary'yi odaya itti ve kapıyı kapattı.