Examples of using "Schob" in a sentence and their turkish translations:
Tom itmeye devam etti.
Beni bir kenara itti.
Tom kapıyı itip kapattı.
Adam onu bir kenara itti.
Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.
Tom beni itti.
Tom odun parçalayıcının içine bazı dallar koydu.
Tom Mary'yi asansöre itti.
O, yanımdan geçerken beni itti.
Tom güneş gözlüğünü kafasının üstüne doğru itti.
O, tavuğu fırına koydu.
Tom tekerlekli sandalyeyi Mary'nin odasına doğru itti.
Mary jambonu fırına koydu.
Mary hindiyi fırına koydu.
Tom hindiyi fırına koydu.
Tom jambonu fırının içine koydu.
Tom sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı.
Ben kapının altına bir not bıraktım.
Parayı cebime koydu.
O suçu üzerime attı.
Tom arabanın arkasına geçip itti.
Tom yemeği tabağının etrafına itti.
Tom tabağını bir kenara itti ve yeterince yediğini söyledi.
Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
Tom sınavdaki başarısızlığını hastalığa bağladı.
O, onu kapıdan dışarı itti.
Tom CD'yi kutusundan çıkardı ve onu çalara taktı.
Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.
Tom, Mary'yi odaya itti ve kapıyı kapattı.