Examples of using "Sauer" in a sentence and their turkish translations:
Limonlar ekşidir.
Bu üzümlerin tadı ekşi.
Limonun tadı ekşidir.
Kızmayın.
- Limonlar acıdır.
- Limonlar ekşidir.
Öfkeliyim.
Ben kızgınım!
Üzgün müsün?
Greyfurtun çok ekşi tadı var.
Süt kolayca ekşir.
Sütün tadı ekşi.
Bu elma ekşi.
Tom öfkeli olacak.
Tom oldukça üzgündü.
Bu elmanın tadı ekşi.
Bu meyve suyu ekşidir.
Üzümler ekşi.
Kötü sütün tadı ekşidir.
Kendisi bayağı kızgın.
Gerçekten kızgınım.
Limon ekşi.
Mary açıkça üzgündü.
Tom kızgın değildi.
hiç bir şeye kafayı takmıyor moralini bozmuyor
O, tatlı mı yoksa ekşi midir?
Babam her zaman öfkeleniyor.
Tom bize kızgın mı?
Bu portakal çok ekşi.
Artık kızgın değilim.
Tom, Mary'ye kızgın.
Tom bana kızgın.
Tom bana kızdı.
Tom, Mary'ye çok kızgındı.
Bu portakallar çok ekşi.
Sana kızgınım.
Bu sütün tadı ekşi.
Bu elmanın çok ekşi tadı var.
Süt sıcakta bozulur.
Kızgın mısın?
Neden bana kızgınsın?
Kızgın olduğunu biliyorum.
Tom'a gerçekten kızgınım.
Bana kızgın olmalı.
Bana kızgın olmalı.
Tom bana kızgın olmalı.
Tatlı portakallar çok ekşi değildir.
Bu salata yeterince ekşi değil.
Umarım şimdi delirmezsiniz.
İşte bu yüzden ona kızgınım.
Bu portakalda çok fazla asit var.
Portakalın tatlı ya da ekşi tadı yoktu.
- Bu üzümler yemek için çok ekşi.
- Bu üzümler yenmeyecek kadar ekşi.
Tom ve Mary, John'a çok kızgınlar.
O kızgın olmalı.
Onu yersen Tom kızar.
Tom'un üzgün olduğunu söyleyemiyor musunuz?
Meyve yemek için hâlâ çok ekşi.
Sana kızgınım.
- Deli misin?
- Kızgın mısın?
Karen bana kızgın.
Kızgınım çünkü biri benim bisikletimi çaldı.
Bu üzümler o kadar ekşi ki onları yiyemem.
- Süt ekşidi.
- Süt ekşimiş.
Saat şimdiden on. Annem kızgın olmalı.
Şu üzümler tatlı görünüyor ama aslında onlar ekşiler.
Tom'a kızgın mısın?
Mary bana kızdı.
Ben ona kızgınım.
Artık kızgın değilim.
Tom bize kızıyor.
Kızmayın sadece soruyordum.
Ananas yemekten hoşlanmam. Çok ekşidirler.
İşte bu yüzden ona kızgınım.
O, onun gecikmesine sinirlendi.
Kızgın mısın?
Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
Tom Mary'nin kızgın olduğunu biliyor.
Mary Tom'un eski kız arkadaşının bir resmini onun cüzdanında gördüğünde üzgündü.
Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
Mary onun dizüstü bilgisayarını sormadan aldığı için Tom kızgın.
- Deli misin?
- Delirdin mi sen?
Sana biraz kızgınım.
Tom ve Mary, John'a çok kızgınlar.
Mary bana kızgın, çünkü erkek arkadaşını çaldığımı düşünüyor.
Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.
O hâlâ kızgın.
Tom onun yapması gereken şeyi yapmayı unuttuğunu öğrendiğinde Mary'ya kızacak.