Examples of using "Retten" in a sentence and their turkish translations:
Nakiller hayat kurtarırlar.
Doktorlar hayatlar kurtarır.
Organ bağışları hayatlar kurtarır.
Onu kurtaracağım! Babamı kurtaracağım!
Herkesi kurtaramayız.
Sadece sen beni kurtarabilirsin.
Tom'u kurtarmak zorundayız.
Ben kimseyi kurtaramam.
Tom'u kurtarmak zorundayız.
Onları kurtarmak ister misin?
Onları kurtaracağız.
Bazı cümleler hayat kurtarır.
Tom bizi kurtaracak.
Temiz eller hayat kurtarır.
Seni kurtarmaya çalıştım.
Tom, Mary'yi kurtarmaya çalıştı.
Geleceğimizi kurtarmamız lazım
Gezegeni kurtarabilir miyiz?
O, prensesi kurtarmak zorundaydı.
Tom beni kurtarmaya çalıştı.
Tom'u nasıl kurtarabiliriz?
Tom'u kurtarmaya çalıştık.
Tom dünyayı kurtarmak istedi.
O, gezegeni kurtarmak istiyor.
O, gezegeni kurtarmak istiyor.
Onlar Tom'u kurtarmayı başardı.
Herkesi kurtarmanın hiçbir yolu yok.
Tom'u kurtaramadık.
- Onu korumaya çalıştım.
- Onu kurtarmaya çalıştım.
Tom, Mary'yi kurtaramadı.
Sami evliliğini kurtarmak zorundaydı.
Artık onları hiçbir şey kurtaramaz.
Hiç kimse seni kurtarmaya gelmiyor.
Kurtarılacağımızı düşünüyor musun?
Dünyayı nasıl kurtarabiliriz.
Beni kurtarmaya geldi
Beni kurtarmak için geldi.
Tom beni kurtarmaya geldi.
Onu kurtaramadık.
Bu, hayatını kurtarabilir.
Sadece barış dünyayı kurtarabilir.
Birlikte gezegeni kurtaralım!
- Evliliğini kurtarmak adına çaba sarf etmen gerek.
- Evliliğini kurtarmak için uğraşmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmak zorundasın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışman gerekiyor.
Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.
Babamın, Rudy'nin babasını kurtarması için biraz geç olsa da
Seni kurtarmak için buradayım.
Bu hayatını kurtarabilir.
Kendini kurtar.
Tom Mary'nin hayatını kurtarmaya çalıştı.
Seni kurtarmak için geldim.
Tom'u kurtarmak için geldim.
Tom bizi kurtarmaya gelecek.
Birisi onu kurtarmalı, ya da o boğulacak.
Tom'u kurtar.
Tom Mary'yi kurtarmayı başardı.
Tom dünyayı kurtarabileceğini düşünüyor.
Hadi gel! Dünyayı kurtaralım!
O, onu kurtarmak için hayatını riske attı.
Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?
Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.
Amacımız geleceğimizi kurtarmak
ve iklimimizi kontrol etme yeteneğine saygı.
Doktor onu kurtarmak için zamanında geldi.
Onu kurtarmak için hayatını riske attı.
Bu tavsiyeler hayatını kurtarabilir.
Tek başına dünyayı kurtaramazsın.
Tom hayatını kurtarmak için öldü.
Doktorlar hâlâ Tom'u kurtarmaya çalışıyorlar.
Maalesef seni bu sefer kurtaramam.
Artık onu bir mucizeden başka hiçbir şey kurtaramaz.
Prensesi kurtarmak için geldim.
Tom'u kurtarmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Aşkından başka hiçbir şey onu kurtaramaz artık.
Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.
Onlar diğerlerini kurtarmaya çalışırken öldüler.
Kız kardeşini kurtarmak için kan verdi.
Tom ailesini kurtarmak için kendini feda etti.
Mary, Tom'u kurtarmak için kendi hayatını feda etti.
Beni kurtarmaya mı geldin?
Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.
Ne pahasına olursa olsun onu kurtarmalıyım.
Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.
O, kendi hayatı pahasına onu kurtardı.
Tom dünyayı kurtarabilecek tek kişi.
Beni kurtarmaya geldiğin için teşekkür ederim.
O, erkek kardeşini kurtarmak için kan veriyor.,
O, kız kardeşini kurtarmak için kan veriyor.
Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken hayatını kaybetti.
O, kız kardeşini kurtarmak için kan veriyor.
Teknolojinin bizi kurtaracağını düşünmek kibirdir.
Doktor hastasını kurtarmak için mümkün olan her vasıtayı denedi.
Hayatı pahasına küçük kızı kurtardı.
Seni kurtaramam.