Translation of "Quelle" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Quelle" in a sentence and their turkish translations:

Die Quelle versiegt.

Kuyu kurudu.

Die Quelle des Lebens.

Yaşam kaynağı.

Und untersuchten jede heiße Quelle --

bulabileceğimiz her kaplıcayı örnekliyoruz --

- Das habe ich aus zuverlässiger Quelle gehört.
- Ich habe das aus verlässlicher Quelle erfahren.

Güvenilir bir kaynaktan duydum.

Ich kann meine Quelle nicht enthüllen.

Kaynağımı söyleyemem.

In der Dorfmitte liegt eine Quelle.

Köyün merkezinde bir kaynak var.

Wo ist die Quelle dieses Flusses?

Bu nehrin kaynağı nerede?

Einkommen aus dieser Quelle sind steuerfrei.

Bu kaynaktan elde edilen gelir, vergiden muaftır.

Wasser ist die Quelle allen Lebens.

Su tüm yaşamın kaynağıdır.

Makaken verbringen Stunden in dieser heißen Quelle.

Makaklar, bu termal havuzda saatlerce kalır.

Wenn Sie sich die fremde Quelle ansehen

yabancı olan kaynağa baktığınızda ise

Das Vergnügen ist die Quelle des Schmerzes.

Acının kaynağı zevktir.

Das haben wir aus verlässlicher Quelle erfahren.

Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim.

Der Artikel gibt die Quelle nicht an.

Makale kaynaktan alıntı yapmaz.

Apfelsinen sind eine gute Vitamin-C-Quelle.

Portakallar iyi bir C vitamini kaynağıdırlar.

Sprachen sind eine Quelle wertvoller wissenschaftlicher Informationen.

Diller değerli bir bilimsel veri kaynağıdır.

- Ich benutze das Internet als Quelle für meine Recherche.
- Ich benutze das Internet als Quelle für meine Forschungsarbeit.

Araştırmam için İnternet'i bir kaynak olarak kullanıyorum.

Die achte Quelle zu bohren, war ein Risiko.

Sekizinciyi kuyuyu kazmak bir riskti.

Sind Frauen und Mädchen eine Quelle an Möglichkeiten.

kadınlar ve kızlar müthiş bir çözüm ihtimali.

Unsere Religion ist nicht die Quelle des Korans

dinimizi ise kaynak olan Kuran'dan değil

- Die Quelle ist versiegt.
- Der Brunnen ist trocken.

Kuyu kuru.

Briefe von Enkelkindern sind eine Quelle der Freude.

Torunlardan gelen mektuplar mutluluk kaynağıdır.

Ich möchte die Quelle dieses unverantwortlichen Gerüchts herausfinden.

Bu sorumsuz söylentinin kaynağını öğrenmek istiyorum.

Hier fließt alles wie Wasser aus der Quelle.

Burada her şey kuyudan su gibi akıyor.

In eine heiße Quelle von Norikura gehen ist großartig.

Norikura'da kaplıcaya girmek harikadır.

Ich kenne die Quelle deiner Abneigung gegen Jazz nicht.

Niçin Jazzdan hoşlanmadığınızı anlayamıyorum.

Die historische Quelle der Dämonisierung von schwarzen und weißen Männern

siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

Sie kann eine Quelle der Freude, Liebe und gegenseitiger Unterstützung sein.

keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

Wir erkennen den Wert des Wassers nicht, bevor die Quelle versiegt.

Kuyu kuruyuncaya kadar asla suyun değerini bilmeyiz.

- Wo befindet sich die Quelle dieses Flusses?
- Wo entspringt dieser Fluss?

Bu nehrin kaynağı nerede?

Ohne Angabe der Quelle ist ein Zitat kein Zitat, sondern ein Plagiat.

Kaynak belirtilmeden alıntı kullanılırsa bu aşırmacılığa girer.

Und Forscher sagen, diese erste Person war die Quelle all dieser Infektionen...

Ve araştırmacılar bu kişinin tüm bu enfeksiyonların kaynağı olduğunu söylüyor...

Als sie versuchten, seinen Ursprung zu ermitteln, fanden sie die wahrscheinliche Quelle:

Nereden geldiğini bulmaya çalıştıklarında ise olası bir kaynak buldular:

Deine Quelle des Lebens bin ich, denn in deinen Adern fließen meine Tränen.

Yaşam kaynağın benim, çünkü damarlarında gözyaşlarım akıyor.

Unsere Quelle der Schande ist, dass wir unsere Geschichte aus Quellen anderer Länder lernen

bir utanç kaynağımızda bizim kendi tarihimizi başka ülkelerin kaynaklarından öğrenmemiz

- Die Quelle des Flusses liegt im Felsengebirge.
- Der Fluss entspringt in den Rocky Mountains.

- Nehir, kaynağını Rocky Dağlarından alır.
- Nehrin kaynağı Rocky Dağlarındadır.

Nachdem ich mein Hemd im kalten Wasser einer Quelle gewaschen habe, saß ich eine Weile da.

Bir baharın soğuk suyunda eteğimi yıkadıktan sonra ben bir süre oturdum.