Examples of using "Parks" in a sentence and their turkish translations:
Parklarımızı seviyoruz.
Parklar yazma için idealdir.
Budapeşte'de güzel parklar var.
Londra'da çok sayıda park vardır.
Londra'da çok sayıda park var.
Kasabada hiç park var mı?
Kentimizde birçok park var.
Boston'da çok güzel parklar var.
Benim evim parka yakındır.
Bu şehir güzel parkı ile ünlüdür.
O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
Benim evim parka yakındır.
Evimden çok uzakta olmayan birkaç park var.
Bahçelerde ve parklarda yapraklar ağaçlardan düşer.
Bu pagoda parkın güney girişine yakın bir yerde bulunmaktadır.
Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
Parkı temizlemek için tüm komşular birleşti.
O kentte tiyatro,müze, kütüphane ve parklar var.
Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.
Evim parka çok yakındır.
Onun evi parkın yanında.