Examples of using "Manieren" in a sentence and their turkish translations:
Sende hiç terbiye yok.
Tom'un hiç görgüsü yok.
- Onun kaba bir davranışı var.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.
Tom mükemmel bir beyefendidir.
- Hiç terbiyesi yok.
- Çok görgüsüz.
- Terbiyeden hiç nasibini almamış.
- Tutumu çok hoş.
- Çok hoş bir tutumu var.
Sana bazı davranışları öğreteceğim.
Tom'un hiç terbiyesi yok.
Onun aristokrat tavırları beni şaşırtıyor.
O hiç tebiyeli değildir.
Tom'un görgü kuralları kusursuz.
Tom çok görgülüdür.
Onun tavırları bir beyefendinin tavırları değil.
Sana bazı terbiyeler öğretmek için buradayım.
- Tavrımda ne varmış?
- Davranışlarımda yanlış olan ne?
Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
Fransız halkı kurbağa yer ve kabadır!
Tom Mary'nin kötü davranışlarına daha fazla katlanamaz.
Onun partideki tavırlarından memnun değilim.
Onun kötü davranışlarına daha fazla katlanamam.
Ne yazık ki sana bazı terbiyeler öğretmek zorunda kalacağım, Tom.
Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
Ağzın doluyken konuşmak terbiyesizliktir.
Görgü kurallarınızın son yirmi yılda pek gelişmediğini görüyorum.