Examples of using "Lehrt" in a sentence and their turkish translations:
O, İngilizce öğretir.
Tom İngilizce öğretiyor.
Öğretmen öğretiyor.
O bize Fransızca öğretir.
Annem çiçek düzenleme öğretir.
O bize İngilizce öğretir.
Bir insan öğreterek öğrenir.
O, İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
O, İngilizce öğretiyor.
O, Arapça öğretiyor.
Tom bir lisede Fransızca öğretiyor.
Tom Fransızca öğretir mi?
Bize öğreten hayattır, okul değil.
Kilise evlilikten önce seksten uzak durmayı öğretir.
Bay Ito tarih öğretir mi?
Bay Ito tarih öğretir.
Tarih bize bunun sandığımızdan çok daha zor olduğunu gösterdi.
O bize İngilizce öğretir.
- O bize Fransızca öğretir.
- O bize Fransızca öğretiyor.
Tom bize Fransızca öğretir.
- Bay Kato bize İngilizce öğretiyor.
- Bay Kato bize İngilizce öğretir.
Karısı bana İtalyanca öğretiyor.
O nasıl dil öğreteceğini biliyor.
Yapabilen yapar, yapamayan öğretir.
Tom çocuklarıma Fransızca öğretiyor.
- Bir insana bir balık verirsen onu bir gün beslersin. Bir insana balık tutmayı öğretirsen onu ömür boyu beslersin.
- Birine balık verirsen o gün karnını doyurursun. Balık tutmayı öğretirsen her gün karnını doyurursun.