Examples of using "Mathematik" in a sentence and their turkish translations:
Ben matematik okumak istiyorum.
- Matematikten hoşlanmıyorum.
- Matematiği sevmiyorum.
O matematik eğitimi alıyor.
Matematikten tiksinirim.
Ben matematik okuyorum.
Tom matematik okuyor.
Matematiği seviyorum.
Matematik onun zayıf noktasıdır.
Matematik en sevdiğim ders.
Saf matematik, dindir.
Matematik benim için zordur.
Matematik Albertİn favori konusudur.
- Matematiğin ne faydası var?
- Matematik ne işe yarar?
Matematikte çok iyiyim.
- Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
- Bugünün nazari matematiği yarının tatbikî matematiğidir.
Matematik tüm bilimlerin temelidir.
İngilizcenin dışında, aynı zamanda matematik öğretir.
Matematik örneğini düşünün.
Matematik en iyi olduğum derstir.
Bill matematikte iyidir.
Tom matematikle ilgileniyor.
Matematiki fizikten daha zordur.
Matematik zor bir konudur.
O, matematikle ilgileniyor.
Akşam genelde matematik çalışırım.
Matematik güzel bir konu.
Matematikte iyi misin?
Onlar matematikle ilgileniyor.
O, matematikte iyidir.
Matematik günlük hayatta önemlidir.
O, İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
John matematikte iyidir.
O, matematikle ilgileniyor.
Matematikte Nobel ödülü yok.
Ben matematikte iyiyim.
Tom matematikte iyidir.
Cebir matematiğin bir dalıdır.
Matematiği sevip sevmediğimi sordu.
Matematikte bir dahiydi.
Cebir matematiğin bir branşıdır.
Erkek kardeşim matematikte iyidir.
- Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır.
- Matematik bütün bilimlerin temelidir.
O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.
Matematikte o bir dahidir.
Yılanları ve matematiği sevmez.
Matematikten nefret ederim.
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
Kesinlik matematikte önemlidir.
Ben İngilizceyi matematikten daha çok severim.
- Matematikte iyi değilim.
- Matematikte hiç iyi değilim.
Tom matematiği sever.
Matematikte iyi değil misin?
Matematik sadece formülleri ezberlemek değildir.
Matematik benim için kolay bir konudur.
- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
- O, İngilizce öğrettiği gibi matematik de öğretiyor.
O, matematikte çok iyi değildir.
Senin daha çok matematik çalışmanı istiyorum.
Matematik, bilimlerin kraliçesidir.
Tom matematikte çok iyi değildir.
Matematik, evrenin dilidir.
Onun matematik için açıklanamaz bir yeteneği var.
Tom matematikte pek iyi değil.
Bu matematikçiler origami matematiği üzerinde çalışıyorlar
Matematik endişesi olanlarınkine benzer.
Tom matematiği sevmiyor.
- Matematik, fiziğin mantığı gibidir.
- Matematik fiziğin mantığı gibidir.
- Özgürlüğün özü matematiktir.
- Hürriyetin özü matematiktir.
- Özgürlüğün temeli matematiktir.
Matematikle gittikçe daha az ilgilenmeye başladım.
Matematik onun okuldaki en zayıf dersi.
O, matematikte tüm diğerlerinden kat kat yukarıdaydı.
O, matematikle ilgilenmeye başladı.
Matematikte iyi bir not aldı.
Kendi matematik becerilerinden endişe eden
Matematik doğal olaylar hakkındaki bütün bilginin temelidir.
Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.
Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.
Çoğu insan matematikte tıkanıyor ya da ondan endişe duyuyor.
- Matematik en az öğrenmek istediğim konu.
- Matematik en az öğrenmek istediğim ders.
John matematikte iyidir.
Kopernik, Krakow Üniversitesinde matematik ve astronomi okudu.
Bugün matematik ödevim var.
Birçok öğrenci matematik ve fen bilgisiyle mücadele ederler.
"X" sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.