Translation of "Fels" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Fels" in a sentence and their turkish translations:

Und blanker, unbesteigbarer Fels.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Und blanker, unbesteigbarer Fels.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Dieser Fels ist sehr brüchig.

Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.

- Ein Fels fiel von oben herab.
- Ein Stein fiel von oben herab.

Yukarıdan bir kaya düştü.

Um mich zu schützen, gibt es hier nur nasses Gestrüpp, Moos und Fels.

Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.

Die in den Fels gemeißelte Inschrift stammt aus dem sechsten Jahrhundert vor Christus.

Kayaya oyulmuş yazıt milattan önce altıncı yüzyıldandır.

Dieser Überhang macht das ziemlich schwierig. Und ich weiß nicht, wie stabil dieser Fels ist.

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.