Examples of using "Fels" in a sentence and their turkish translations:
Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.
Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.
Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.
Yukarıdan bir kaya düştü.
Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.
Kayaya oyulmuş yazıt milattan önce altıncı yüzyıldandır.
Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.