Examples of using "Erkannte" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'yi tanıdı.
Tom'un arabasını tanıdım.
Ben onu derhal tanıdım.
Tom beni tanıdı.
Tom, Mary'yi tanımadı.
Tom güçlükle Mary'yi tanıdı.
Dan Linda'yı hemen tanıdı.
Tom neredeyse Mary'yi tanımadı.
Tom anında Mary'yi tanıdı.
Tom odadaki hiç kimseyi tanımadı.
Yardıma ihtiyacım olduğunu fark ettim.
- Sesimi tanımadı bile.
- Sesimi bile tanımadı.
Tom'un haklı olduğunu fark ettim.
- Önce Tom'u tanımadım.
- İlk başta Tom'u tanımadım.
Tom, Mary'nin sesini tanıdı.
Tom'un yalan söylediğini o zaman anladım.
Onun incindiğini söyleyebilirim.
Görür görmez Mary'yi tanıdım.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
Tom'u tanıdım.
Jane'i sesinden derhal tanıdım.
Tom hatalı olduğunu fark etti.
Ben onu ilk bakışta tanıdım.
Onu ateşli kırmızı saçlarından tanıdım.
Tom Mary'nin öldüğünü söyleyemedi.
Dan nihayet Linda'nın haklı olduğunu fark etti.
Tom sonunda Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin başka bir yerde olmak istediğini söyleyebilirdi.
Tom, görür görmez Mary'yi tanıdı.
Gördüğüm anda onu tanıdım.
Başlangıçta onun niyetlerini biliyordum.
Tom onun bir sorun olabileceğini fark etti.
Polis, Dan'in kendini savunmak için hareket ettiğini fark etti.
Tom Mary'nin sorunu olduğunu hemen söyleyebildi.
Fakat Albert Einstein bunun doğru olmadığını fark etti
Aksanına dayanarak onun bir Fransız olduğunu söyleyebilirdim.
Tom listedeki isimlerden üçünü tanıdı.
Tom, Mary'nin onu yapmak istediğini fark eden ilk kişiydi.
Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.
yararlandı ve ilerleme kaydedebileceğinin
En sonunda hatasını anladı.
Ben onu tanımadım.
Tom Mary'nin müzik yeteneğini tanıyan ilk kişiydi.
Farkına varmadığım şey ise, benim trollerin beni bir tür aşıladığı,
Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.
Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.
- Tom Mary odaya girer girmez tanıdı.
- Tom Mary'yi odaya girdiği anda tanıdı.
Tom ne olduğunu fark edinceye kadar çok geç olmuştu.
Onunla daha önce karşılaştığım için onu bir kerede tanıdım.
Onu daha önce gördüğüm için onu hemen tanıdım.
Kızla daha önce tanıştığım için onu hemen tanıdım.
Bob kılık değiştirmiş olsa da görür görmez tanıdım.
Öğretmeni hemen tanıdım; çünkü onunla daha önce karşılaşmıştım.
Tom öyle o kadar değişmiş ki hatta onu tanıyamadım.
Tom ve Mary tanımadığım bir dille birbirleriyle konuşuyorlardı.
Daha önce bir zamanlar onunla karşılaştığım için, onu derhal tanıdım.
O, o kadar güzeldi ki, herkes onun gerçek bir Prenses olduğunu görebiliyordu.
- Tom neler olduğunu fark etmeden önce polis Mary'yi çoktan tutuklamıştı.
- Tom neler olduğunu fark etmeden önce polis zaten Mary'yi tutukladı.
Meryem, Tom'un kapıyı çarpmasından onun mutsuz olduğunu anladı.
O birkaç ay önce kaybettiği broşu tanıdı.
Ben Tom'u sesinden hemen tanıdım.
Tom Mary'yi oldukça iyi açıkladı, bu yüzden onu görünce onu tanımak kolaydı.
Newton gücün bir nesnenin hareket hızını ya da yönünü değiştirmek için gerekli olduğunu keşfetti.
İki hayvanın da oldukça sakin durduğunu fark edince "Evet, şimdi çiftleşme başlayacak." dedim.
Onu gördüğüm an tanıdım.
Kendisi Fransız'dı. Aksanından anlayabiliyordum.
Tom'u değiştirmeye çalışmakla geçen üç yıldan sonra, Mary onun asla değişmeyeceğini fark etti.
O çok uzundu, bu yüzden onu derhal tanıdım.
Onu tanıyıncaya kadar kadar onun konuştuğunu duymadım.