Translation of "Begabung" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Begabung" in a sentence and their turkish translations:

Tom hat eine angeborene Begabung.

Tom'un doğal bir yeteneği var.

Ich habe keine besondere Begabung.

Özel bir yeteneğim yok.

Er hat eine außergewöhnliche musikalische Begabung.

Onun müziğe olağanüstü bir yeteneği var.

Ich habe absolut keine künstlerische Begabung.

Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.

Er hat eine natürliche rhetorische Begabung.

Onun konuşma için doğal bir yeteneği var.

Ich habe keine Begabung für Mathematik.

- Matematikte iyi değilim.
- Matematikte hiç iyi değilim.

Sie verfügt über eine außerordentliche musikalische Begabung.

Onun müzikte olağanüstü bir yeteneği var.

John hat eine natürliche Begabung für Tennis.

John'un tenise doğal bir kabiliyeti var.

Der unbeholfene Mann beneidete sie um ihre außergewöhnliche Begabung.

Beceriksiz adam onun olağanüstü yeteneğini kıskandı.

Tom war der erste, der Marias Begabung für Musik erkannte.

Tom Mary'nin müzik yeteneğini tanıyan ilk kişiydi.

Ich habe keine besondere Begabung, sondern bin nur leidenschaftlich neugierig.

Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.

- Sein Sohn hat eine Musikbegabung.
- Sein Sohn hat eine Begabung für die Musik.

Onun oğlunun müziğe doğuştan yeteneği var.

Sie hat Begabung in den Händen und ihre Finger tanzen schwebend leicht über die Tasten des Klaviers.

onun yetenekli elleri ve parmakları, kolayca süzülüyor, dans ediyor piyononun tuşlarında.