Translation of "Außerhalb" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Außerhalb" in a sentence and their turkish translations:

Außerhalb des Klassenzimmers

beşinci sınıfların dışında duruyorum,

- Tom wohnt außerhalb der Stadt.
- Tom lebt außerhalb der Stadt.

Tom şehir dışında yaşar.

- Er lebt außerhalb der Stadt.
- Er wohnt außerhalb der Stadt.

O, kent dışında yaşar.

Tom wird außerhalb sein.

Tom dışarıda olmalı.

Er wird außerhalb sein.

O dışarıda olmalı.

- Warte bitte außerhalb des Hauses!
- Warten Sie bitte außerhalb des Hauses!

Lütfen evin dışında bekleyin.

Sie wohnen außerhalb der Stadt.

Onlar şehir dışında yaşıyorlar.

Er lebt außerhalb der Universität.

O kampüs dışından yaşıyor.

Tom lebt außerhalb der Universität.

Tom geçimini kampüsten sağlıyor.

Tom wohnt außerhalb der Stadt.

Tom şehir dışında yaşıyor.

Er wohnt außerhalb der Stadt.

O, şehir dışında yaşıyor.

- Fische können außerhalb des Wassers nicht leben.
- Fische können außerhalb des Wassers nicht überleben.

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

Nicht außerhalb des Geistes zu finden."

zihnin dışında arayamayız.''

Und bekommen Rechnungen außerhalb des Netzwerkes.

birçok insan var.

Das gilt auch außerhalb des Spielfelds.

Saha dışında da böyledir.

Was geschah, war außerhalb meiner Kontrolle.

Olanlar kontrolüm dışındaydı.

Er ist geschäftlich außerhalb der Stadt.

O iş için kasaba dışındadır.

Was machst du außerhalb des Bettes?

Yatağın dışında ne yapıyorsun?

Meine Freundin wohnt außerhalb der Stadt.

Arkadaşım şehir dışında yaşıyor.

Meine Eltern leben außerhalb der Stadt.

Annem ve babam şehir dışında yaşıyor.

Toms Eltern wurden außerhalb Kanadas geboren.

Tom'un ebeveynleri Kanada'nın dışında doğdular.

Ein Stern, der außerhalb dieser Oortwolke vorbeizieht

bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız

Sind außerhalb seines Gehirns, in seinen Armen.

aslında beyninin dışında, kollarında.

Ich ließ die Katze außerhalb des Hauses.

Ben kediyi evin dışında bıraktım.

Sie ging zu einer Telefonzelle außerhalb des Bahnhofs.

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

Verwahre dieses Medikament außerhalb der Reichweite von Kindern.

Bu ilacı çocukların ulaşamayacağı bir yerde tutun.

Du darfst außerhalb, nicht aber innerhalb dieses Museums fotografieren.

Bu müzenin içinde değil, dışında fotoğraf çekebilirsin.

Keine Handschläge, kein Einklatschen, keine Umarmungen außerhalb von zuhause.

El sıkışma yok, "haydi çak bir tane" yok, evin dışında sarılmak yok.

Exoplaneten sind Planeten, die sich außerhalb des Sonnensystems befinden.

Ötegezegenler, güneş sistemi dışındaki gezegenlerdir.

Tom besitzt eine Menge Land gleich außerhalb von Boston.

Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.

Tom hat einen kleinen Bauernhof gleich außerhalb von Boston.

Tom'un Boston'un hemen dışında küçük bir çiftliği var.

Das Auto hatte eine Panne fünf Meilen außerhalb der Stadt.

Araba şehrin beş mil dışında bozuldu.

Die meisten von Amerikanern getragenen Kleidungsstücke werden außerhalb Amerikas gefertigt.

Amerikalıların giydikleri giysilerin çoğu Amerika'nın dışında yapılmaktadır.

Die meisten von Europäern getragenen Kleidungsstücke werden außerhalb Europas gefertigt.

Avrupalıların giydikleri giysilerin çoğu Avrupa'nın dışında yapılmaktadır.

Ich habe Tom in einer kleinen Kneipe außerhalb der Stadt kennengelernt.

Tom'la ilk kez kasabanın dışında küçük bir barda tanıştım.

Die meisten von Kanadiern getragenen Kleidungsstücke werden außerhalb von Kanada gefertigt.

Kanadalıların giydikleri giysilerin çoğu Kanada'nın dışında yapılmaktadır.

Die meisten meiner Patienten kommen von außerhalb der Stadt zu mir.

Hastalarımın çoğu bana kasaba dışından geliyor.

Er geht und sitzt außerhalb des Klassenraums, kann aber nicht aufhören zu lachen.

O gider ve sınıfın dışında oturur ama gülmeyi durduramaz.

Auf einem Schild außerhalb des Restaurants ist gestern auf das Rauchverbot aufmerksam gemacht worden.

Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.

Wir suchen das Wunderbare außerhalb von uns, und doch tragen wir es in uns.

Biz harika olanı dışımızda arıyoruz, oysaki onu içimizde taşıyoruz.

Einige der geselligsten Menschen, die ich kenne, haben sowohl im Netz als auch außerhalb desselben Freunde.

Tanıdığım en sosyal insanlardan bazılarının hem çevrim içi hem de çevrim dışı arkadaşları var.

- Stellen Sie das Medikament außerhalb der Reichweite von Kindern!
- Stell diese Medizin dorthin, wo keine Kinder hinkommen!

Bu ilacı çocukların alamayacağı bir yere koy.

Suchen Sie überall, wo Sie eine ATF-Tasche außerhalb der Türkei haben oder andere Arten von Alarmen haben

Türkiye dışında heryerde didik didik çantanız aranıyor veya başka türlü alarmlar var

Im Jahr 1811, als die Armee von Marschall Masséna außerhalb von Lissabon ins Stocken geriet, befahl Napoleon Soult

1811'de, Mareşal Masséna'nın ordusu Lizbon'un dışında durdurulduğunda, Napolyon Soult'a