Examples of using "„kleiner" in a sentence and their turkish translations:
Zavallı küçük çocuk!
Senden daha kısayım.
Bu küçük bir köpek.
Tokyo'dan daha küçük.
Bakın, küçük bir akrep.
Bu kitap daha küçüktür.
Ne kadar az olursa, o kadar iyi olur.
Ağırlık için de taş kullanacağım.
Karun hazinesinin küçük bir kısmı
O benden daha küçük.
Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.
Japonya Kanada'dan daha küçüktür.
Küçük erkek kardeşim TV izler.
Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
Thomas benden küçük.
- Ben senden daha kısayım.
- Senden daha kısayım.
Onu daha küçük yap.
Ken, Tom'dan daha küçüktür.
Tom'dan daha gençler.
O benden daha kısa.
Tokyo'dan daha küçük.
Küçük ayak parmağım ağrıyor.
Tom, benim küçük erkek kardeşim.
Tom benden daha kısadır.
Markus, Mario'dan daha kısadır.
O ufak bir adam.
Bu ondan daha küçüktür.
Bongolar, congalardan daha küçüktür.
O, Tom'dan daha kısadır.
- Tom, Mary'den daha kısadır.
- Tom Mary'den daha kısa boylu.
Burası küçük bir çamur göleti.
Tom küçük bir çocuk.
Tom, Mary'den çok daha kısa.
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Daha küçük bir boyutu olan var mı?
Benim kız kardeşim senden daha kısadır.
Tom şımarık küçük bir çocuk.
Tom birazcık korkak.
O, erkek kardeşinden daha kısadır.
O, babasından daha kısa.
Küçük oğlum araba sürebiliyor.
Tom erkek kardeşinden daha kısa boylu.
Tom Mary'den üç inç daha kısadır.
Düşündüğümden daha küçüktü.
Ayaklarım seninkilerden daha küçük.
Bu kitap ondan daha küçük.
Bu nehir küçük balık doludur.
Sen benden daha kısa değilsin.
Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.
Biraz daha küçük olanı var mı?
Tom hâlâ sadece bir çocuk.
"Pfirsichbäumchen" Almancada "küçük şeftali ağacı" demektir.
Kartal küçük bir kuş değildir.
Bu sadece küçük bir aksilik.
Tom Mary'den çok daha kısa.
Küçük bedeni neredeyse hiç ısı üretmiyor.
Alaska'nın iç kesimlerindeki kurtlardan küçük.
Bunlardan 10 adet ürettik. Küçük bir ordu denilebilir.
- Evimin önünde ufak bir bahçe var.
- Evimin önünde küçük bir bahçe var.
Keşke Tom benim küçük erkek kardeşim olsa.
Tom şimdi mutlu küçük bir çocuk.
Her insanın içinde küçük bir çocuk yaşar.
Benim erkek kardeşim şımarık bir velet.
Benim küçük erkek kardeşim ilkokula gidiyor.
Bir angstrom, nanometreden daha küçüktür.
Tom o zaman sadece küçük bir çocuktu.
Onun küçük erkek kardeşi ünlü bir futbol oyuncusu.
Bahçede küçük bir havuz var.
Bahçemizde küçük bir gölet var.
Küçük erkek kardeşim anadan doğma vaziyette oturma odasına koştu.
Tom, Mary'den çok daha kısa boylu değildir.
- Küçük kardeşi ünlü bir futbolcu.
- Küçük erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.
Hayal ettiğimden daha küçüktü.
Küçük bir akrep. Tamam, bunu hazırlayalım.
geriye ise sadece bir tane küçük bir erkek çocuk kalmıştı
Ne küçük bir televizyon seti! Gerçekten işe yarıyor mu?
Bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor.
Tom Mary'den birkaç inç daha kısa.
Dünya küçük ama güzel bir gezegendir.
Bu problemin sadece küçük bir parçası.
Küçük bir kıvılcım sık sık büyük bir alevi ateşler.