Examples of using "Trouvera" in a sentence and their turkish translations:
Tom seni bulacak.
Tom onu bulacak.
Tom, Mary'yi bulacak.
Tom seni bulacak.
Hiç kimse asla seni bulmayacak.
Biz bir yol bulacağız.
Kimse bizi asla burada bulmayacak.
Bizi kimse burada bulamayacak.
Burada yaşayan her canlı olacak.
İçeri girip ne bulduğumuza bakalım.
Umarım yolunu kolayca bulur.
Er ya da geç onu bulacağız.
Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
Yardım çağırmak için başka yollar bulacağız
Tom her zaman hakkında söylenecek bir şey bulacaktır.
O bunun ne olduğunu asla anlamayacak.
Sanırım Tom onu iyi bulacak.
Orada ne bulacağımıza bakalım. Pekâlâ, hadi.
Polisler seni orada bulmayacak.
Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.
Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.
Bunu gerçekten de bulup ne olduğunu çözebilecek miyiz?
Bu yaratıkları ne kadar çabuk bulursak hayat kurtarıcı panzehri o kadar çabuk şekilde yerine koyabiliriz.
Onu kullanmak için bir yol bulacağız.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
Bu ağların arasında yaşayan örümceklerin de beslenmesi gerekir. Kim bilir burada ne bulacağız?
Günde üç öğün yemek yersen, vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayacak.