Examples of using "Doucement" in a sentence and their turkish translations:
Yavaş git.
Yavaşça
- Kendinize hakim olun.
- Kendini dizginle biraz.
Bekle. Dikkat et.
Durun, yavaş olun çocuklar.
- Daha sessiz!
- Sessiz!
Yavaşla!
- Yavaş!
- Yavaşça!
Yavaşça, lütfen.
Köpek hafifçe havladı.
Yavaşça, lütfen.
Ama çok nazikçe hareket etmeliyiz.
yavaşça uzaklaşmamı söyledi.
Daha yavaş yürüyün.
Sessizce yağmur yağıyordu.
Sessizce hareket et.
hayallerinden, umutlarından, geleceklerinden
Bebeği nazikçe tut.
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
Yapraklar yavaşça dökülüyor.
Araba pürüzsüz bir durağa geldi.
Yavaş yavaş yürüyün.
O usulca ona dokundu.
Hızlı çalış, yavaş ye.
- Lütfen kapıyı sessizce kapat.
- Lütfen kapıyı sessizce kapayın.
Mary sessizce kapıyı kapattı.
Yavaşça kapıya doğru yürü.
Benim, dedi yavaşça.
Sonra nazikçe onu serbest bırakabiliriz.
gelin her şeye biraz daha yumuşak bakalım
Yavaş yavaş yürüyün.
Sesini alçalt.
- Yağmur şehrin üzerine usul usul dökülüyor.
- Yağmur şehre usul usul yağıyor.
Yavaş yürü!
Noel yavaş yavaş yaklaşıyor.
Sakin olalım.
Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
O sessizce kapıyı çaldı.
Yaşlı insan, ateşe doğru çömelir.
ve onu usulca uğurladık.
Aç olsan bile, yavaş yemelisin.
Tom sessizce konuştu.
Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.
Bu yüzden vantuzlarını çok narince, onu rahatsız etmeden elinden sökmen gerekiyor ki
Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.
O kadar düşük sesle konuşuyorsun ki ne dediğini tam olarak duyamıyorum.
Sakin ol.