Translation of "Genoux" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Genoux" in a sentence and their turkish translations:

- Mets-toi à genoux.
- Mettez-vous à genoux.
- À genoux !
- Mets-toi à genoux !
- Agenouille-toi !
- Agenouillez-vous !

Dizlerinin üstüne çök.

J'étais à genoux.

Dizlerimin üzerindeydim.

Ses genoux se dérobèrent.

Dizleri dayanamadı.

L'Australie serait inondée jusqu'aux genoux.

Avustralya'yı dize kadar suyla kaplardı.

Elle sentit ses genoux trembler.

O, dizlerinin titrediğini hissetti.

Tom sentit ses genoux trembler.

Tom dizlerinin titrediğini hissetti.

Et vos mains sur vos genoux.

elleriniz dizlerinizin üzerinde.

Elle a prié Dieu à genoux.

Dizlerinin üzerinde Tanrı'ya dua etti.

Viens, assieds-toi sur mes genoux.

Gel, kucağıma otur.

L'eau arrivait au niveau de mes genoux.

Su dizlerime kadar geldi.

Il était dans la boue jusqu'aux genoux.

O, dizine kadar çamurun içindeydi.

Il était dans la neige jusqu'aux genoux.

O diz boyu karın içindeydi.

Pliez les genoux, et regardez en avant.

Dizlerinizi bükün ve önünüze bakın.

Nancy posa ses coudes sur ses genoux.

Nancy dirseklerini dizlerinde dinlendirdi.

J'ai senti une faiblesse dans les genoux.

Dizlerimde halsizlik hissettim.

Nancy posa ses coudes sur les genoux.

Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu.

Elle posa les coudes sur les genoux.

O, dirseklerini dizlerine koydu.

Mieux vaut mourir debout que vivre à genoux.

Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek daha iyidir.

Le religieux est resté à genoux pendant des heures.

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

Le gamin a trébuché et est tombé sur les genoux.

Çocuk tökezledi ve dizlerinin üstüne düştü.

Elle est tombée sur les genoux en traversant la rue.

Karşıdan karşıya geçerken dizlerinin üzerine düştü.

Il vaut mieux mourir sur pieds que de vivre à genoux.

Dizlerimizin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımızın üzerinde ölmek daha iyidir.

A l'église beaucoup de gens se mettent à genoux pour prier.

Kilisede birçok kişi dizlerinin üzerinde dua eder.

Mes parents ont dit que ça porte malheur de marcher à genoux.

Ebeveynlerim dizlerinin üstünde yürümenin kötü şans olduğunu söyledi.

Vous ait tous permis de vous asseoir sur ses genoux pendant quelques jours. »

kucağında bir kaç güzel gün geçirmenizi dilerim" dedi.

Ah ! je meurs, dit Pierrette en tombant sur ses genoux. Qui me sauvera ?

- "Ah! Ben ölüyorum" dedi Pierrette dizlerinin düşerken. "Beni kim kurtaracak?"
- Pierrette dizlerinin düşerken "Ah! Ben ölüyorum" dedi. "Beni kim kurtaracak?"

Je peux placer la paume des mains sur le sol sans plier les genoux.

Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.

- Je peux m'asseoir sur tes genoux ?
- Est-ce que je peux m'asseoir sur tes cuisses ?

Kucağına oturabilir miyim?