Examples of using "Yrittäen" in a sentence and their turkish translations:
Tüm akşamı anahtarlarımı bulmaya çalışmakla geçirdim.
Ne kadar yalnız hissettiğim hakkında düşünmemeye çalışarak sadece orada oturdum.
Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az
Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.