Translation of "Vie" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vie" in a sentence and their turkish translations:

Vie roskat.

Çöpü dışarıya çıkar.

Vie roskat ulos.

Çöpü dışarıya götür.

Parranajo vie aikaa.

Tıraş zaman alır.

Vie se kotiisi.

Onu eve götür.

Keksien tekeminen vie aikaa.

Kurabiye yapmak zaman alır.

Vie minut heidän luokseen.

Beni onlara götür.

Vie minut Tomin luokse.

Beni Tom'a götür.

Vie se pois täältä.

Onu buradan çıkarın.

Vie kaikki pois täältä.

Herkesi buradan çıkarın.

Vie meidät sairaalan luokse.

Bizi hastaneye götür.

Vie meidät sinne, Tom.

Bizi oraya götür, Tom.

Tämä tie vie asemalle.

Bu yol seni istasyona götürecek.

Vie minut pois täältä!

Lütfen beni buradan uzaklaştır!

Tom vie Marian lentokentälle.

- Tom Mary'yi havaalanına götürecek.
- Tom, Mary'yi havaalanına arabayla götürecek.

Mutta se vie valtavasti energiaa.

Fakat bu, çok büyük enerji tüketiyor.

Pilvipeite vie sen hämäränäkökyvyn äärimmilleen.

Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.

Se vie vain pari minuuttia.

Sadece birkaç dakika sürer.

Vie nuo ihmiset pois täältä.

Şu insanları buradan çıkarın.

Se vie vain muutaman minuutin.

Bu sadece birkaç dakika sürer.

Tämä sohva vie liikaa tilaa.

Bu kanepe çok yer kaplar.

Ei vie kauaa lukea tuo kirja.

O kitabı okumak uzun zaman almayacaktır.

Sisu vie läpi vaikka harmaan kiven.

Azim ve sabır her kapıyı açar.

Tom vie lapset kouluun joka päivä.

Tom her gün çocukları okula götürür.

Seinämä on todella liukas. Kiipeäminen vie voimat.

Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.

Vie noin viisitoista minuuttia kävellä asemalle täältä.

Buradan istasyona yürümek yaklaşık 15 dakika sürüyor.

- Vie hänet ulos täältä.
- Hoida hänet ulos täältä.

Onu buradan çıkarın.

Anna hänelle pikkusormi, ja hän vie koko käden.

Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.

- Vie ne pois silmistäni!
- Hoida heidät pois silmistäni!

Onları görüş alanımdan çıkarın.

- Ei se kauan vie.
- Se ei kestä kauan.

Uzun sürmez.

Mutta se vie minut vasemmalle tai oikealle. Pois reitiltä.

Ama bu beni rotamdan sağa ya da sola saptıracaktır.

Vie viidestä kymmeneen vuoteen ennen kuin teknologia on valmis.

Teknolojinin hazır olması 5-10 yıl alır.

Jos voin käyttää sitä, se vie minut alas tietä kohti.

Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.

- Haluaisin Tomin vievän minut kotiin.
- Haluaisin, että Tom vie minut kotiin.

Tom'un beni eve götürmesini istiyorum.

Vuorovesi vie hedelmöittyneet munat kauas riutan nälkäisistä suista - ja ulos syvään veteen.

Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.

- Haluan veneen, joka vie minut kauas pois täältä.
- Haluan veneen, joka veisi minut kauas pois täältä.

Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.