Translation of "Maahan" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Maahan" in a sentence and their turkish translations:

Maahan!

Yavaşla!

Avaruusoliot hyökkäävät Maahan.

Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında.

Kone törmäsi maahan.

Uçak kaza yaptı.

Heittäkää aseenne maahan.

Silahlarınızı bırakın.

Laitetaan se maahan pystyyn.

Yere saplayın.

Lehdet putosivat hiljaa maahan.

Yapraklar sessizce yere düşüyordu.

Yritetään sitten. Laitetaan soihtu maahan.

Pekâlâ, deneyelim. Hadi. Meşaleyi bırakalım.

Paljon aarteita tuotiin tähän maahan.

Bir sürü hazine bu ülkeye getirildi.

Lehti lehden jälkeen putosi maahan.

Yapraklar peş peşe düştü.

Tarjotessaan viisumivapaata matkustusta 162 maahan.

şu anda güç sıralamasında ilk sırada yer alıyor.

Tarvitaan kolme asiaa: Ensinnäkin vuode maahan.

Üç şey lazım olacak: Öncelikle yeri biraz doldurmalıyız.

Hoidetaan homma. Painetaan käärme maahan kepillä.

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız.

Japani tuo maahan suuria määriä öljyä.

Japonya büyük miktarda petrol ithal eder.

Ja sen jälkeen levisi koko maahan.

"Sonra ülke geneline yayıldı."

- Satoi rankasti.
- Rankka sade lankesi maahan.

- Bir sağanak yağdı.
- Şiddetli bir yağmur yağdı.

Mitä tapahtuisi, jos suuri asteroidi iskeytyisi Maahan?

Büyük bir asteroid, dünyaya çarpsaydı ne olurdu?

Lumimyrsky jätti yli 76 senttimetriä lunta maahan.

Kar fırtınası yerde 30 inçten daha fazla kar bıraktı.

Kaikki saaden viisumi vapaan matkustusluvan 159 maahan.

güç sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor.

Oli fiksu veto painaa käärmeen pää maahan kepillä.

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Oli fiksu veto painaa käärmeen pää maahan kepillä.

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Hoidetaan homma. Painetaan käärme maahan kepillä. Sain sen.

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız. Tamamdır!

Esi-isämme saapuivat tähän maahan 150 vuotta sitten.

Atalarımız 150 yıl önce bu ülkeye geldi.

Tämä on hyvää eristettä, joten en menetä lämpöä maahan.

Bunlar iyi izolasyon sağlamalı böylece zemin nedeniyle ısı kaybetmem.

Hyvin toimittu. Oli fiksu veto painaa käärmeen pää maahan kepillä.

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Tokiossa asuvat ulkomaiset liikemiehet valittavat usein maahan tuodun länsimaisen ruoan kalleudesta.

Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.

Nämä kolme muukalaista ovat saapuneet Maahan katsomaan josko Ukrainan voisi pelastaa.

Bu üç yabancı Ukrayna'nın kurtarılabilip kurtarılamayacağını görmek için dünyaya geldi.

- Tomin yritys tuo maahan teetä Intiasta.
- Tomin yritys maahantuo teetä Intiasta.

Tom'un şirketi Hindistan'dan çay ithalatı yapıyor.

Paras tapa oppia vierasta kieltä on mennä asumaan maahan, jossa sitä puhutaan.

Bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu onun konuşulduğu bir ülkede yaşamaya gitmektir.