Examples of using "Lainkaan" in a sentence and their turkish translations:
Onu hiç okudunuz mu?
Onu hiç fark etmedim.
Sen neredeyse hiç hata yapmazsın.
Ben hiç ilgilenmiyorum.
Tom neredeyse hiç Fransızca konuşmuyor.
O, hiç Fransızca bilmez.
Tom biraz korkmuş değildi.
Tom biraz korkmuş değil.
Siyasetle hiç ilgilenmiyorum.
Tom hiç görünmeyecek.
Bunun mümkün olacağını hiç sanmıyorum.
Bu hiç sorun değil.
Tom neredeyse hiç Fransızca konuşamaz.
Ne giyeceğim konusunda hiçbir fikrim yok.
Bağnazlık için sıfır toleransımız var.
Tom alkollü içkileri hiç içmez.
Hiç Fransızca konuşamam.
Hiç kız kardeşin var mı?
Şimdi neredeyse hiç param yok.
Bana karşı çok sabırsızsın.
Ben şaşırmazdım.
Işık yoktu.
fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.
Sen hiç değişmedin.
İki yıl önce, hiç basketbol oynayamadım.
Hiç de ikna olmadım.
O hiç çalışmadı.
Bu kitabın, eğer varsa, az sayıda baskı hataları var.
Bununla birlikte, sağduyu bize kolay bir çözüm olmadığını söylüyor.
O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
Mary'nin irade gücü yok.
Pek de sorun değil.
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
Tom hiç Fransızca konuşmaz.
- O, hiç tv seyretmez.
- O, hiç televizyon izlemez.
Güneş olmasa hiçbir biçimde yaşayamayız.
O hiç incitmez.
Neredeyse hiç Fransızca konuşamam.
Sonuçtan hiç memnun değildi.
Tom hiç Fransızca konuşamaz.
Ne yazık ki, neredeyse hiç Fransızca konuşmam.
Tom neredeyse hiç Fransızca konuşmaz.
Neredeyse hiç param kalmadı.
İlaç hiç işe yaramadı.
Tom'un hiç görgüsü yok.
Tom hiç Fransızca bilmez.
- Hiç Fransızca konuşmam.
- Hiç Fransızca konuşmuyorum.
Tom zar zor Fransızca konuşur.
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Ben hiç yorgun değilim.
Eğer senin aptallığın olmasaydı, asla başımız belaya girmezdi.
Hiç sorunum yoktu.
İbranice hiç eski moda değil ama oldukça modern, coşkun ve taze.
Ben Fransızcayı hiç konuşamam.