Translation of "Kauas" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Kauas" in a sentence and their turkish translations:

- Näetkö kauas?
- Pystytkö näkemään kauas?

Uzağı görebilir misin?

- Ei omena kauas puusta putoa.
- Ei käpy kauas kuusesta putoa.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Armut dalının dibine düşer.

En näe niin kauas.

O kadar uzağı göremem.

Ei omena kauas puusta putoa.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

Se puhaltaa minua melko kauas hylystä.

Beni enkazdan oldukça uzağa sürüklüyor.

- Haluan veneen, joka vie minut kauas pois täältä.
- Haluan veneen, joka veisi minut kauas pois täältä.

Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.

Mutta jahdin ääni kiirii kauas viileässä yöilmassa.

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

Puutkin tarvitsevat apua siementen levittämiseksi mahdollisimman kauas.

Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.

Tyyni aamuilma kuljettaa niiden laulun kauas latvuston halki.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

Minua arveluttaa hieman mennä noin kauas, koska vettä on näin vähän.

Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.

He eivät olleet menneet kovin kauas, kun he kohtasivat vanhan miehen.

Yaşlı bir adamla tanıştıklarında çok uzaklaşmamışlardı.

Vuorovesi vie hedelmöittyneet munat kauas riutan nälkäisistä suista - ja ulos syvään veteen.

Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.