Examples of using "Kauas" in a sentence and their turkish translations:
Uzağı görebilir misin?
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Armut dalının dibine düşer.
O kadar uzağı göremem.
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.
Beni enkazdan oldukça uzağa sürüklüyor.
Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.
Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.
Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.
Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.
Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.
Yaşlı bir adamla tanıştıklarında çok uzaklaşmamışlardı.
Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.