Translation of "Kadulle" in Turkish

Menen ulos kadulle.

Dışarı sokağa çıkıyorum.

Tom meni ulos kadulle.

Tom sokağa çıktı.

Herrasmies ei sylkisi kadulle.

Bir beyefendi sokakta tükürmez.

Et saa heittää roskaa kadulle.

Sokağa çöp atmamalısın.

Kadulle oli kerääntynyt suuri väkijoukko.

Büyük bir kalabalık caddede toplanmıştı.

Singaporessa kadulle sylkeminen on rikos.

Singapur'da yere tükürmek bir suçtur.

Hän ei halunnut pysäköidä uutta autoaan kadulle.

O, yeni arabasını sokağa park etmek istemedi.

Suuri viinitynnyri oli pudonnut kadulle ja särkynyt.

Caddede büyük bir şarap varili düşürüldü ve kırıldı.

Tai ehkä siellä on lapsi, joka juoksee kadulle.

ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.