Examples of using "Huomasi" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu fark etti.
O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.
Tom Mary'de bir değişiklik fark etti.
Tom Mary'yi aylaklık ederken yakaladı.
Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
Tom, Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.
- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.
Tom Mary'nin kendisini izlediğini fark etti.
Tom Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.
Tom bir şeyin uygunsuz olduğunu fark etti.
Denetçi, şirketin hesaplarında bazı anormallikler algıladı.
Tom, Mary'nin John'a bakıyor olduğunu fark etti.
Tom deneyimi korkunç buldu.
Tom Mary'nin sıkıldığını söyleyebilir.
Tom Mary'nin ağladığını söyleyebilir.
Tom Mary'nin yeni bir bilezik taktığını fark etti.
Tom Mary'nin tek başına köşede oturduğunu fark etti.
Kimsenin ne yaptığını fark ettiğini sanmıyorum.
Tom bardağına baktı ve onun boş olduğunu gördü.
En sonunda hatasını anladı.
Herhangi birinin bizim ne yaptığımızı fark ettiğini sanmıyorum.
Tom odaya girdiği anda Mary'yi fark etti.
Mary çantasına baktı ve bilgisayarının çalındığını fark etti.
Çiçeklerin kokusu Sarah'ın seraya girdiğinde fark ettiği ilk şeydi.
Tom yediği elmaya baktığında yarım solucan yediğini fark etti.
Arkadaşım benim ödevimi kopyaladı ve öğretmen bulup çıkardı.
Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.