Examples of using "Erota" in a sentence and their turkish translations:
Bakan, kabineden istifa etmek zorunda kaldı.
Köpekler renkleri ayıramazlar.
Mary ile ayrılmak istemedim.
Tom ve Mary boşanmayı planlıyorlar.
Çoğu Avrupalı, Japon ve Çin milletleri arasındaki farkı söyleyemez.
O iyi ve kötü arasında ayrım yapamaz.
O, boşanmak istedi.
Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.
Mary'ye boşanmak istediğimi söyledim.
Bu mahalledeki tüm evler çok benzer ben onları ayırt edemiyorum.
Tom gök bilimi ve yıldız bilimi arasındaki farkı bilmiyor.