Translation of "Whistling" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Whistling" in a sentence and their turkish translations:

His mouth whistling,

Ağzıyla ıslık çalıyor,

Tom is whistling.

Tom ıslık çalıyor.

Please stop whistling.

Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.

Tom kept whistling.

Tom ıslık çalmaya devam etti.

I kept whistling.

Islık çalmaya devam ettim.

The teapot is whistling.

Çaydanlık uğulduyordu.

Tom heard someone whistling outside.

Tom dışarıda birinin ıslık çaldığını duydu.

Tom was whistling a tune.

- Tom bir düdük çalıyordu.
- Tom ıslık çalıyordu.

Who do I hear whistling?

Kimin ıslığını duyuyorum?

I am whistling in my house.

Evimde ıslık çalıyorum.

Tom started whistling a happy tune.

- Tom mutlu bir melodiyle ıslık çalmaya başladı.
- Tom ıslığıyla neşeli bir şey çalmaya başladı.

Jim drove his car, whistling merrily.

Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.

♪ You wet-smiled while whistling

♪ Islak gülümsedin ıslık çalarak ♪

The boomerang hurtled whistling through the air.

Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.

All the boys were whistling and cheering.

Tüm oğlanlar ıslık çalıyordu ve tezahürat yapıyordu.

He walked down the street whistling cheerfully.

Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü.

I heard you whistling. You must be happy.

Islık çaldığını duydum. Mutlu olmalısın.

Tom walked down the path, whistling a tune.

Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.

I always find him whistling while working on his paintings.

Resimleri üzerinde çalışırken onu her zaman ıslık çalarken buluyorum.

Tom was whistling a song his mother had taught him.

Tom annesinin ona öğrettiği bir şarkıyı ıslık çalıyordu.

Tom was whistling in the dark to belie how terrified he was to be alone in the house which was rumoured to be haunted.

Tom, tekinsiz olduğu söylenen evde, karanlıkta yalnız başınayken, korkusunu bastırmak için ıslık çalıyordu.