Translation of "Watering" in Turkish

watering of panzers

panzerlerin su sıkması

- I am watering the flowers.
- I'm watering the flowers.

Çiçekleri suluyorum.

- I am watering the backyard.
- I am watering the garden.

Bahçeyi suluyorum.

- She is watering the flowers.
- She is watering her flowers.

Çiçeklerini suluyor.

- I am watering the flowers.
- I water the flowers.
- I'm watering the flowers.
- I'm watering the plants.

Çiçekleri suluyorum.

Father is watering flowers.

Baba çiçekleri suluyor.

My eyes are watering.

Gözlerim sulanıyor.

I'm watering the garden.

Bahçeyi suluyorum.

I'm watering the lawn.

Çimenleri suluyorum.

I'm watering the plants.

Bitkileri suluyorum.

I've finished watering the flowers.

Çiçekleri sulamayı bitirdim.

The flower garden needs watering.

Çiçek bahçesi sulanmalı.

She is watering the flowers.

O, çiçekleri suluyor.

I'm done watering the flowers.

Çiçekleri sulamayı bitirdim.

Tom is watering the garden.

Tom bahçeyi suluyor.

I am watering the flowers.

Çiçekleri suluyorum.

Tom is watering the flowers.

Tom çiçekleri suluyor.

Jim is watering the garden.

Jim bahçeyi suluyor.

Tom is watering his garden.

Tom bahçesini suluyor.

Tom is watering the plants.

Tom bitkileri suluyor.

Tom is watering the lawn.

Tom çimleri suluyor.

He is watering the garden.

O, bahçeyi suluyor.

She is watering the garden.

O, bahçeyi suluyor.

Mary is watering the garden.

Mary bahçeyi suluyor.

We are watering the garden.

Biz bahçeyi suluyoruz.

They are watering the garden.

Bahçeyi suluyorlar.

I am watering the backyard.

Arka bahçeyi suluyorum.

Betty is watering the flowers.

Betty çiçekleri suluyor.

My husband is watering the flowers.

Kocam, çiçekleri suluyor.

My father is watering the flowers.

Babam çiçekleri suluyor.

Tom is outside watering the flowers.

Tom dışarıda çiçekleri suluyor.

Take the watering-can with you.

Bahçıvan kovasını yanında götür.

The flowers in the garden need watering.

Bahçedeki çiçekler sulanmalı.

You are watering the garden, aren't you?

Bahçeyi suluyorsun, değil mi?

He was watering his garden with a hose.

O bahçesini bir hortum ile suladı.

I don't have enough water for watering my garden.

Bahçemi sulamak için yeterince suyum yok.

- My father waters the flowers.
- My father is watering the flowers.

Babam çiçekleri suluyor.

And I remember I couldn't really see and my eyes were watering

gözlerim yaşardı ve göremez oldum

Mary helped her mother water the garden with her tiny watering can.

Mary minik sulama kutusuyla annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.

Nati and I were watering the flowers, then she decided to water me!

Nati ve ben çiçekleri suluyorduk, sonra o beni sulamaya karar verdi!

- The flowers don't look happy. I'd like to water them. Is there a watering can?
- The flowers don't look well. I'd like to water them. Is there a watering can?

Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı?

The flowers don't look happy. I'd like to water them. Is there a watering can?

Çiçekler mutlu görünmüyor. Onları sulamak istiyorum. Sulama kovası var mı?

But a spring rose out of the earth, watering all the surface of the earth.

Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

After Tom finished watering the plants, he sat down on the porch to enjoy the sunset.

Tom bitkileri sulamayı bitirdikten sonra, o, gün batımının keyfini çıkarmak için veranda da oturdu.