Translation of "Villagers" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Villagers" in a sentence and their turkish translations:

The villagers fear him.

Köylüler ondan korkar.

The explosion frightened the villagers.

Patlama köylüleri korkuttu.

All the villagers know him.

Bütün köylüler onu tanır.

About thirty villagers were injured.

Yaklaşık otuz köylü yaralandı.

The villagers supported a new road.

Köylüler yeni yolu destekledi.

They supplied the villagers with food.

Köylülere yiyecek sağladılar.

Very few of Turkish villagers are literate.

Türk köylüsünün pek azı okur yazardır.

The villagers were kind to their visitors.

Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.

The villagers tried to freeze us out.

Köylüler bizi dışlamaya çalıştı.

The villagers are occupied mainly with fishing.

Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.

The villagers are dancing around the Maypole.

Köylüler bahar bayramı direğinin etrafında dans ediyorlar.

All the villagers know of the accident.

Tüm köylüler kazayı biliyorlar.

Reported to have eaten a 126 Himalayan villagers.

"insan yiyen Rudraprayag parsından" bahsediyor.

The volunteer group provided the villagers with water.

Gönüllü grup, köylülere su sağladı.

The villagers regarded the stranger as their enemy.

Köylüler, yabancıya düşman gözüyle baktılar.

The villagers believed in a life after death.

Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.

The villagers had a bias against any newcomer.

Köylülerin her gelene karşı bir önyargısı vardı.

We got a hostile reception from the villagers.

Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.

The villagers thought that he was very generous.

Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündü.

A lot of villagers were killed by soldiers.

Birçok köylü askerler tarafından öldürüldü.

All the villagers were invited to the feast.

Tüm köylüler ziyafete davet edildi.

Villagers were sent to their villages to avoid plague.

Köylü, köyüne gönderildi veba bulaşmasın diye.

The villagers went in search of the missing child.

Köylüler kayıp çocuğu aramaya gittiler.

The festival is looked forward to by the villagers.

Festival köylüler tarafından dört gözle bekleniyor.

The villagers were displaced by the construction of a dam.

Köylüler bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.

The villagers have done without electricity for a long time.

Köylüler uzun süredir elektriksiz yaptılar.

I asked the villagers many times to let me die.

Ben defalarca köylülerin ölmeme izin vermesini istedim.

The initiative measurably improved quality of life for the villagers.

Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.

The discussion the villagers had on the environment was quite lively.

- Köylülerin çevrede yaptığı tartışma oldukça canlıydı.
- Köylülerin çevre üzerine yaptıkları tartışma oldukça hararetliydi.

The killing of the innocent villagers was ordered by the evil dictator.

Zalim diktatör tarafından masum köylülerin öldürülmesi emredildi.

In Luo's first year back home, he was able to employ 15 villagers.

Döndükten sonraki ilk yılında, Luo 15 köylüye iş verebiliyordu

The new bridge made it easy for the villagers to go to town.

Yeni köprü köylülerin kasabaya gitmesini kolaylaştırdı.

All the villagers went into the mountains to look for a missing cat.

Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.

The boy cried "Wolf, wolf!" and the villagers came out to help him.

" Kurt, kurt " diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.

The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.

Köylülerin durumu birçok yönden on yıl öncesine göre daha iyi.