Translation of "Unusually" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Unusually" in a sentence and their turkish translations:

It's unusually warm.

Fevkalade sıcak.

It's unusually ugly.

O çok çirkin.

It's unusually warm today.

Bugün aşırı derecede sıcak.

You're unusually quiet today.

Bugün aşırı derecede sakinsin.

You're unusually talkative tonight.

Bu gece aşırı derecede gevezesin.

- This is an unusually difficult language.
- This language is unusually difficult.

Bu dil olağandışı derecede zordur.

Tom is unusually quiet today.

Tom bugün alışılmışın dışında sakin.

Tom is unusually talkative tonight.

Tom bu gece alışılmadık biçimde geveze.

The weather is unusually cold.

Hava aşırı derecede soğuk.

Last night was unusually cold.

Dün gece alışılmadık biçimde soğuktu.

- Winter was unusually mild.
- That winter was unusually mild.
- Winter was exceptionally mild.

- Bu kış alışılmadık şekilde ılık geçti.
- Bu kış hiç olmadığı kadar ılık geçti.

It's been unusually warm this week.

Bu hafta aşırı derecede sıcaktı.

This is an unusually long sentence.

Bu alışılmadık derecede uzun bir cümle.

It was unusually cold last night.

Dün gece aşırı derecede soğuktu.

You're eating unusually often, aren't you?

Alışılmadık sıklıkla yemek yiyorsun, değil mi?

It was an unusually mild winter.

Olağandışı bir şekilde ılıman bir kıştı.

The festival witnessed an unusually large attendance.

Festival, son derece geniş bir kitleye ulaştı.

The hotels here are kept unusually clean.

Buradaki oteller aşırı derecede temiz tutulur.

The watermelons this year are unusually sweet.

Karpuzlar bu yıl alışılmadık biçimde tatlı.

The winter of 2013-2014 was unusually mild in northern Europe and unusually severe in North America.

2013/2014 kışı Kuzey Avrupa'da alışılmadık derecede yumuşaktı ve Kuzey Amerika'da alışılmadık biçimde sertti.

He was described as an unusually passionless person.

O, olağandışı olarak tutkun olmayan bir kişi olarak tanımlandı.

Unusually warm weather caused problems for the apple harvest.

Alışılmadık sıcak hava, elma hasadı için sorunlara yol açtı.

I hear that you are having an unusually cold winter.

Aşırı derecede soğuk bir kış yaşadığınızı duydum.

Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.

Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.

- This is an extraordinarily difficult tongue.
- This tongue is extraordinarily difficult.
- This is an unusually difficult language.

Bu olağanüstü zor bir dildir.

Too little rain, too much rain, or an unusually cold winter can be enough to kill off all

Çok az yağmur, çok fazla yağmur, yada beklenmeyen soğuk kış bütün gelirinizi