Examples of using "Trunk" in a sentence and their turkish translations:
Bagajın kilitli mi?
O bagajı patlattı.
Bagaj açık.
Tom sandığı kapattı.
Tom bağajı açtı.
Lütfen bagajı açın.
Bagajı kapattım.
Ben bagajı açtım.
Bagajı kapadım.
- Leyla bagajı açtı.
- Leyla sandığı açtı.
- Sami bagajı açtı.
- Sami sandığı açtı.
Bagajda hiçbir şey yok.
Bavulum geldi mi?
Tom bagaja baktı.
Bagajı açar mısın?
Bagaja baktım.
Çantanı bagaja koy.
Bagajda bir battaniye var.
Tom bir ağaç gövdesinde oturdu.
Tom bagajda bir şey gördü.
Araç kutum bağajda.
Yukarı çık ve bavulumu getir.
Tom arabanın bagajını açtı.
Bagajımda bir halat var.
Yedek lastik bagajda.
Tom bavulu taşımama yardım etti.
Bavulumu bagaja koydum.
Bagaja başka hiçbir şey sığmayacak.
Fadıl, Leyla'yı bagajın dışına çıkardı.
Leyla parayı bagaja koydu.
Tom parayı bagaja koydu.
Sami'nin cesedi bagaja atıldı.
Arabanızın bagajındaki nedir?
Tom ve Mary ağır bagajı taşıyamadı.
Anahtar için bu sandığa bak, Anne.
Tom arabasını park etti ve bagajı açtı.
Tom bavulları bağajdan çıkardı.
O, kitap dolu bir bavulla geldi.
Bu poşetleri bagaja koyar mısın?
Tom bagajı açtı ve onu boş buldu.
Tom Mary'nin valizini bagajdan çıkardı.
Sami yiyecekleri bagajdan çıkardı.
O, gücünü göstermek için bağajı kaldırdı.
Gitarım Tom'un arabasının bagajında.
Arabanın bagajında bir ceset var.
Gövde bir ağacın ana parçasıdır.
Arabamın bagajında gitarım var.
Tom'un sandıktan çıkardığı neydi?
Kaputu açmanı söyledim, bagajı değil.
Tom bavulunu arabanın bagajına koydu.
Tom çantaları arabasının bagajına yükledi.
Tom bagajı açtı ve yedek lastiği çıkardı.
Tom bavulunu arabasının bagajında bıraktı.
O bagajı açabilen tek kişi odur.
Tom arabasının bagajında bir av bıçağı bulundurur.
Tom arabasının bagajına yedek lastik koydu.
Bu beyzbol sopasını arabamın bagajında tutuyorum.
Bagajımda lastik için yeterli alan olmalı.
Hala gövdeye bağlı olduğumdan emin değilim.
Bunu bagaja koyalım.
Arabanızın bagajındaki plaj çantasında ne var?
Tom bagajı kapattı.
Onu senin için bagaja koymamı ister misin?
Sami yiyecekleri bagajdan çıkarmak için zamana sahip değildi.
Bu kutu arabanın bagajına koymak için çok büyük.
İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.
Tom'un arabasının bagajında birkaç altın tozu torbası vardı.
Armut dalının dibine düşer.
Arabanızın bagajında ne gibi şeyler saklıyorsunuz?
Aradığın şeyi arabamın bagajında buldum.
Tom, arabasının bagajında fazladan bir çift ayakkabı bulunduruyor.
Tom arabasının bagajında daima akü takviye kablosu bulundurur.
- Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya bindi ve arabayla uzaklaştı.
- Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya atladı ve uzaklaştı.
Çantalarını bagaja koyup arabasına atladı ve gitti.
Senin yedek lastiğini tutmak için en mantıklı yer arabanın bagajındadır.
Gölün hanımı, Merlin'i büyüledi ve onu bir ağacın gövdesinde tuzağa düşürdü.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
- Armut dalının dibine düşer.
- Çocuklar atalarına çeker.
Neredeyse kusursuz cinayetti: Biz, olay yerine geldik, bagajı açtık, adamı öldürdük ve izleri temizledik, ama biz cesedi gizlemeyi unuttuk.
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.
Armut dalının dibine düşer.