Examples of using "Tremendous" in a sentence and their turkish translations:
O muazzamdı.
muazzam bir olay gerçekten
Bu muazzam bir anlaşma.
Basınç muazzamdı.
Tom kendinde inanılmaz suçluluk hissetti.
Yemek muazzam.
muazzam güzellikleri varken
Tom muazzam bir oyun kurdu.
Tom muazzam bir rakip.
Yani bu kadar rastlantı muazzam bir şans gerektiriyor
Tom kesinlikle muazzam bir iş yaptı.
Tom çok büyük bir risk alıyor.
Roket muazzam bir hızda hareket eder.
Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.
Müthiş bir nakit akışı problemimiz var.
aslında muazzam mesaj içeren bir film
onların sesini duymak için harika bir yol.
aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için
Tüccar, savaş sonrası döneminde muazzam servet biriktirdi.
Tom'un yapması gereken yığınla iş var.
Yani dünyanın sahip olduğu bu en geniş bilgilere erişebilme
Büyüktü.
Türkiye'de de var Amerika'daki sayıyı zaten söylemiştik muazzam miktarda
Demek istediğim, "bedava" olağanüstü bir motivasyon kaynağıdır ve tüketiciler bir ürünü birden fazla alarak...
ama yinede gittiğimizde aldığımız zevk muazzamdı yahu herhalde çıkmak istemezdik
Ne harika bir iş yaptığını Tom'a söyleyeceğim.